Ve And Olsun, Şart Olsun!
Özgür Sevgi Göral
Onlar tüm katledilenler. Gözün bakışı, dilin sözü, göğsün soluğu gibi bizimle, yaşadığımız ya da dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım kendimize her zaman bağlı hissettiğimiz bu topraklarda. Çünkü kökümüz derindedir. Kökümüz bu toprakların en derininde…
Pek çok katliamda, soykırımda, pogromda, saldırıda, canına kıyılmış olanların cansız bedenlerinde,
işkence görmüş yoldaşının saçını okşayanların, onları bir çiçeğin üzerine titrer gibi bir şefkatle sarıp sarmalayarak iyileştirenlerin sevecenliğinde,
kaybedilen, katledilen yakınları için meydanları dolduranların inadında,
en zor zamanlarda bile sesini yükseltip slogan atanların uğultusunda.
Slogan atmasa da içinden gerçeği tekrar edenlerin bilincinde,
eylemde yere düşmüş olanı kaldıranın ısrarında,
morg kapısında, yakınlarının parçalanmış bedenlerini bekleyenleri teselli etmek için çırpınanların yoldaşlığında,
birbirine el vermekten, omuz vermekten hiç vazgeçmeyenlerin ellerinde ve omuzlarında,
en sert politik tartışmayı yaşasa da ilk polis saldırısında yan yana duranların bağlı bağlılığında.
Bazen onlarca yıl, bazen birkaç ay mahpus yatmış yoldaşlarını, arkadaşlarını cezaevinden çıkarken halaylarla, zılgıtlarla, çiçeklerle, şarkılarla karşılayanların, onlara sımsıkı sarılanların mutluluğunda,
bir örgütü, bir kurumu var edenlerin, o örgütü, o kurumu koşullar ne olursa olsun ayakta tutanların sabrında,
birbirine iyi zamanlarda ve çok zor zamanlarda ben buradayım diyenlerin bazen gür, bazen titreyen sesinde.
Bu işlerle hiç ilgisi yokmuş gibi gözükenlerimizin 10 Ekim katliamında yaşamını yitirenlerin fotoğraflarına bakarken gözlerinde beliren kederde,
ne olursa olsun ölülerini saklayanların, onları taşıyanların, onların politik davasına bağlanmakta bir an tereddüt etmeyenlerin, onların isimlerini kendi evlatlarında yaşatanların, cenazelerini bırakmayanların ışıltılı cesaretinde,
Kimbilir kaçıncı kez o çok uzun toplantılara katılıp başka bir dünya kurmak için çabalayanların azminde,
yaralıların yarasını saranların cezaevindeki tutsakları görüşçüsüz bırakmayanların direncinde,
herşeye rağmen, bütün öfkesine, bazen umutsuzluğuna, bazen bıkkınlığına rağmen, bazen son gücüyle eyleme ve örgütlenmeye gelenlerin dirayetinde,
ve tüm bu ölüm deryasının içinde haysiyetli bir yaşamı, barışı, eylemi, örgütlenmeyi ve inancı savunanların ısrarındadır.
Kökümüz toplum için her şey herkes için olsun diye mücadele edenlerin anlayıp bildiği bir tür kolektif sevgi, inanç ve dayanışmadadır.
Alınteri Gazetesi 21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız!