Annelerimizden korkuyorlar, çünkü…



Evlatları dönecek diye her gece kapıyı aralık bırakan, acılarını metanetle sindirip, çelik bir zırha dönüştüren annelerimizin on yıllara yayılan o sessiz çığlıkları karşısında gösterilen bu tahammülsüzlüğün, “kontrgerillamızı tahkim ederek yeni evlatlar kaybedeceğiz” dışında bir anlamı yoktur.  


Kontrgerilla şefi Ağar’ın karikatürü ve şimdilerde bilumum çetenin şefi olmak dışında bir meziyeti bulunmayan Süleyman Soylu, Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta oturumuna dönük saldırganlığını her zamanki salyalı açıklamalarıyla savundu.

Dile kolay o meydanı 23 yıldır sessiz bir çığlıkla inleten ve bu devletin genetik kodlarını unutturmamacasına ortaya koyan annelerimizin duyarlılığını “istismarcılıkla” niteleyen bu modern zebani, hızını alamayarak “anneliğin terör örgütlerince istismar edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Anneliği tarihte eşine az rastlanır şekilde istismar eden bu zebanilerin, evlatlarının kemiklerini istemek için 700 haftadır aynı tazelikte bir beklentiyle o alana gelme iradesi gösteren annelerimizin eylemini bu şekilde tanımlamasının tarihi bir ironi olduğunu belirtelim.

Evlatları dönecek diye her gece kapıyı aralık bırakan, acılarını “bize bir mezar gösterin ki karanfil bırakabilelim” diyecek kadar sindirip, çelik bir zırha dönüştüren annelerimizin on yıllara yayılan o metanetli sesleri karşısında gösterilen bu tahammülsüzlüğün, “kontrgerillamızı tahkim ederek yeni evlatlar kaybedeceğiz” dışında bir anlamı yoktur.

Annelerimizin ilmek ilmek ördükleri ve anıtlaştırdıkları bu görkemli duruşları karşısında sergilenen saldırganlığın bu şekilde savunulması, tarihsizleştirme-belleksizleştirme konusundaki cansiperane çabalarının düzeyini de ortaya koyuyor. Fakat sadece bunu değil… Aynı zamanda tarihimizin peşlerini bırakmayan korkularının da itirafı oluyor.

O tarih peşlerini bırakmayacak, biliyorlar. O tarih ve annelikte ifade bulan doğurganlık korkulu rüyaları olmaya devam edecek…

Soylugiller’in tehditleri, saldırıları ve yeni katliamları haber veren salyalı açıklamaları tarihin ezilenler cephesindeki doğurganlığını, üretkenliğini kötürümleştiremeyecek!

O alanı, o mevziyi Soylugiller bahşetmedi. Dişe diş dövüşülerek kazanılıp, sarsılmaz bir iradeyle korundu. O nedenle, “Galatasaray Meydanı’nın, terör örgütlerinin sözde ortak meşruiyet alanı haline getirilmesine müsaade etmeyiz” sözlerinin zamane zebanilerinin en naylon olanının dilinden dökülmesinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

Bu millet yüzyıl önce bunların ağababalarına bu ülkeyi teslim etmemişti, bugün onların paçozlarına da teslim etmez, bunu herkes böyle bilsin” diyen Soylu da bunu gayet iyi bilmektedir… Annelere “paçozlar” diyecek kadar lümpenleşen Soylu da…