Yargıtay, sapık saldırgan İbrahim Tuncay’a indirimsiz verilen cezayı “Bir kadın, istediği saatte, istediği şekilde dışarı çıkar” diyerek onadı. Ancak Yargıtay, sanığa öldürmeye teşebbüs ya da yaralama suçlarından ceza vermezken, gasp edilen yüzüğün imitasyon olmasından dolayı yapılan indirimi de yerinde buldu.
Ankara’da, 2017 yılında kullandığı halk otobüsüne gece 23.00’te binen kadını alıkoyan, kadına tecavüz ettikten sonra parmağındaki yüzüğü gasp eden, çıplak fotoğrafını çekerek tehditte bulunan haysiyetsiz şoför İbrahim Tuncay’a verilen 34 yıl 8 aylık hapis cezası istinaf mahkemesinin ardından Yargıtay tarafından da onandı.
Dava boyunca “Rızası vardı”, “Ben Türk ve Müslümanım, kendisi yabancı” ve “Benim inancıma göre regl kadınla ilişkiye girilmez” şeklinde mide bulandırıcı söylemlerle kendini savunmaya çalışan sapık İbrahim Tuncay son olarak “Bir kadının o saatte ne işi var” demişti.
Yargıtay, bu kararıyla sanığın yaptığı, “Bir kadın gece 23.00’te tek başına sokağa çıkar mı, otobüse biner mi?” savunmasına karşılık, “Bir kadın gece veya gündüz istediği saatte dışarıya çıkar. Hakları devlet güvencesi altındadır” değerlendirmesini yapan savcının görüşünü esas almış oldu.
Mahkeme savcılığın görüşü doğrultusunda sanığı “Nitelikli cinsel saldırı” suçundan 17 yıl, “cinsel maksatla cebirle hürriyetten yoksun kılma” suçundan 6 yıl, “nitelikli yağma” suçundan 6 yıl 8 ay, “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan 4 yıl, “tehdit” suçundan 1 yıl olmak üzere toplam 34 yıl 8 ay hapse çarptırmıştı. Mahkeme, hiçbir cezada indirim ya da iyi hal indirimi yapmadı.
Mağdur avukatı Hüsniye Şimşek, öldürmeye teşebbüs ya da yaralama suçundan ceza verilmemesi üzerine karara itiraz etmişti. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi ise yerel mahkemenin kararını yerinde buldu ve hem mağdur kadının avukatı Şimşek’in hem de sanık Tuncay’ın itirazlarını reddetti. Kararda, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun temyiz istemleri ise davanın tarafı olmadığı gerekçesiyle reddedildi.
Avukat Şimşek: “Olumlu ama eksik karar”
Avukat Hüsniye Şimşek, “Olumlu ama bizim yönümüzden eksik bir karar. Bütün kasları gevşeyinceye kadar kadının boğazını sıkıyor. Bilinç kaybı yaşanıyor ve tecavüz ondan sonra yaşanıyor. Öldürmeye teşebbüsten yargılanması gerekiyordu. Bu konuda ısrarcıyız. TCK’ya göre bu suçtan da ceza alması gerekiyordu ama bırakın öldürmeyi teşebbüsü, yaralamadan bile ceza almadı. Bu anlamda karar çok eksik. Vicdanen rahatlatmadı. Müvekkilim de hukuka güvenmiyor” dedi.
Yargıtay’ın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nu davanın tarafı olarak kabul etmediğini anımsatan Şimşek, “Oysa yerel mahkeme platformun katılma talebini kabul etmişti. Bu tür davalarda kadınlar yalnız bırakılıyor. Ankara Barosu’nu bile kabul etmediler. İlginç olan bakanlık taraf oluyor. Bir iki duruşmaya katılıyor ve sonrasında mağdura ya da vekiline bir destek sunmuyor. Bizim yargımızdaki bu tür dosyalarda mağdur kendi kaderiyle baş başa bırakılıyor. Özellikle Yargıtay kararındaki bu durumdan çok rahatsızım” diye konuştu.