İnşaat-İş’ten gözaltındaki yöneticilerine ilişkin açıklama



İnşaat-İş, gözaltına alınan dört yöneticisi ve yüzlerce işçiyle ilgili yaptığı açıklamada direnişin işçilere karşı işlenen suçları açığa çıkardığını, suçüstü yakalananların bunun öfkesiyle saldırdıklarını vurguladı


İnşaat-İş, ikisi sabaha doğru, ikisi de sabah jandarma barikatına yüklenirken gözaltına alınan yöneticilerinin Arnavutköy’deki Yavuz Selim Jandarma Karakolu’nda, diğer işçilerden ayrı bir yerde tutulduklarını açıklayarak, “Bıçağın kemiğe dayandığı bir yerde işçilere, gözaltı-tutuklama ve işçi kıyımı tehditlerinin sökmeyeceğini, korkunun ecele faydasının olmadığını, asalaklığın sonunun çürüyüp gitmek olacağını yaşayarak göreceksiniz!” diye vurguladığı açıklamasında şunları belirtti:

İkisi sabaha doğru işçilerin kaldığı kamptan diğer ikisi de sabah jandarma barikatına yüklenirken gözaltına alınan dört sendika yöneticimizin Arnavutköy Yavuz Selim Polis Karakolu’nda tutulduğunu, işçilerden ayrı bir yere konulduklarını öğrendik.

 

Dün akşam sendikamızın basın sözcüsü Uğur Karadaş’ı, “Sen her şeyi çok biliyorsun. Madem sendikacısın, yatıştır bakalım bu işçileri. Ama ben bunu kendi yöntemlerimle yapacağım” diyerek tehdit eden tuğgeneralin tutumundan da anlaşılıyor ki, devlet ve İGA yönetimi el birliğiyle işledikleri işçi suçlarının faturasını birilerine çıkararak işin içinden sıyrılmaya çalışacaklar.

 

Sendika yöneticimizin bu tehdide verdiği yanıtta dile getirdiği gibi:  “Senin yöntemin saldırmak olur, ama ondan da çözüm çıkmaz”.

 

Gerek işçi ölümleri ve aşırı iş zorlaması gerek ödenmeyen ücretler gerek eksik yatırılan sigorta primleri ve tüm insanlık dışı-onur kırıcı muamelelerin sorumlusunun bizzat kendileri olduğunu, direnişin aynı zamanda bu suçların yüzlerine çarpılması anlamına geldiğini onlar da çok iyi biliyorlar.

 

Bir fatura ödetilecekse, onu da işçi kanı ve alınteri üzerinde tepinen bu asalak sürüsü ödeyecektir!

 

İşçi kardeşlerimizin haklı öfkesi ve zaptedilemeyen çığlıklarının “artık yeter” diyecek bir noktaya geldiğinin ilanı olan bu direnişin onlarda yarattığı korku yeter diyoruz!

 

İşçi kampında, işçi başına üç jandarma ve birçok TOMA konuşlandırıp, işçi kardeşlerimizi tehdit ederek çalışmaya adeta zorlatan o korkudur!

 

Biliyoruz ki bu saldırganlığın asıl nedeni, ağırlaşmış kriz koşullarında sokağa yüzünü dönecek tüm işçi sınıfı bölüklerine gözdağı vermektir. İşçi sınıfının bir bölüğü olarak diyoruz ki, ne yaparsanız yapın bu dalgayı durduramayacaksınız!

 

Bıçağın kemiğe dayandığı bir yerde işçilere, gözaltı-tutuklama ve işçi kıyımı tehditlerinin sökmeyeceğini, korkunun ecele faydasının olmadığını, asalaklığın sonunun çürüyüp gitmek olacağını yaşayarak göreceksiniz!

 

-Gözaltına alınan yüzlerce işçi arkadaşımız ve sendika yöneticilerimiz derhal serbest bırakılsın!

-Kavga, sokak, direniş! Yaşasın İnşaat-İş!