Kadınlar Erkek Şiddetine ve Cinayetlere Karşı İsyanda



İki kadının vahşice katledilmesinden ve sokak ortasında tecavüz girişiminde bulunan iki erkeğin salıverilmesinden bu yana çeşitli kentlerde üniversitelerde öğrenciler ve kadın örgütleri yaptıkları basın açıklamalarıyla şiddete ve kadın cinayetlerine artık yeter diyor


İki kadının 4 Ekim’de vahşice katledilmesinin ardından Türkiye’nin hemen her yanında kadınların cinayetlere yönelik öfkesi artarak sürüyor. Birçok üniversitede ve sokaklarda ve kent meydanlarında, kadınlar adalet istiyor

İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in katledilmesinin ardından kadınların şiddete karşı birikmiş öfkesi sokaklara indi. İki kadının vahşice katledilmesinden ve sokak ortasında tecavüz girişiminde bulunan iki erkeğin salıverilmesinden bu yana çeşitli kentlerde üniversitelerde öğrenciler ve kadın örgütleri yaptıkları basın açıklamalarıyla şiddete ve kadın cinayetlerine artık yeter diyor. Eylemlerde kadın düşmanı politikaları devreye sokan iktidarın cinayetlerin sorumlusu olduğu vurgulanarak, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair 6284 sayılı yasanın uygulanması talep edildi.

Karabük Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Alibeyköy Anadolu Lisesi öğrencileri ve Aydın Kadın Dayanışma Platformu kadın cinayetlerini, taciz ve tecavüzü, çocuk istismarlarını protesto etti.

Ege Üniversitesi: Hiçbir kızkardeşimiz yalnız değildir!

Ege Üniversitesi öğrencileri kadın cinayetlerine ve Ege Kız KYK yurdunda yaşanan tacize tepki olarak yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi. Kampüs içindeki 1 nolu yemekhane önünde toplanan çok sayıda öğrenci sloganlarla şölen alanına yürüdü. 

Burada öğrenciler adına açıklama yapan Elif Eymen Keysan, her sabah korkunç gündemlere uyandıklarını belirterek, “İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmamasının erkek şiddetine karşı toplumsal bariyerlerin kalkmasının en önemli sebebidir” dedi.

Son yaşanan olayların üzerinden 2 gün geçmemişken Ege KYK’daki kadın öğrencilerin sözlü tacize maruz kaldıklarını, kilidi dahi olmayan odalarda korku içinde uyuduklarını öğrendiklerini dile getiren Keysan, “Ege KYK’da kalan arkadaşlarımız yalnız değildir. Hiçbir kız kardeşimiz yalnız değildir” dedi.

Ankara Üniversitesi: Katledenden, koruyandan, aklayandan hesap soracağız!

Ankara Üniversitesi öğrencileri de kadın cinayetlerine karşı eylem yaptı. Yürüyüşü engellemek isteyen rektörlük öğrencilere polis barikatı kurdurdu. Barikata rağmen yürüyüş yapan öğrenciler, “Katledenden, koruyandan, aklayandan hesap soracağız! İstanbul Sözleşmesini geri alacağız!” dedi.

Eylemde Ankara Üniversitesi öğrencileri Tandoğan kampüsünde basın açıklaması yapmak için ana giriş kapısında bir araya geldi. Rektörlük emriyle okulun girişine polis barikatı kuruldu. Öğrenciler barikatı aşarak Tandoğan kampüsünde planladıkları yürüyüşü gerçekleştirdi. Ardından basın açıklaması yapmak için rektörlüğün önünde toplandı.

Basın açıklamasında AKP iktidarında kadın cinayetlerinin sistematik bir şekilde gerçekleştiğinin vurgusu yapıldı. Açıklamada “İstanbul Sözleşmesini feshedip 6284 sayılı kanunu tartışmaya açan iktidarın sağlık bakanı kadınların nasıl doğum yapacağına müdahale edip bedenlerini denetim altına almaya çalışıyor. Kadın düşmanı politikalarınıza isyanımız var! Korkmadan susmadan itaat etmeden sokakları kadınlar için güvenli hale getireceğiz. Katledenden, koruyandan, aklayandan hesap soracağız. İstanbul Sözleşmesini geri alacağız” denildi.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi: Kadın mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz!

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Çalışmaları Komisyonu’nun çağrısıyla hastane bahçesinde bir araya gelen kadın öğrenciler kadın cinayetlerini protesto ettiler.

Genç hekimler olarak hayattan koparılan ya da yaşadığı hayatta zincirlere vurulan tüm kadınlar için toplanıldığı belirtilen açıklamada, “Biz bugün burada tek bir kadın daha öldürülmesin, sıradaki biz olmayalım diye; katledilen, şiddete uğrayan, sömürülen ve kendini güvende hissetmeyen her kadının hakkını aramak için toplandık. Bu kadınlar bizim için sayıdan ibaret değil hiçbirini unutmadık unutmayacağız unutulmasına izin vermeyeceğimiz acımız ve öfkemiz diri” ifadelerine yer verildi.

Sadece bu yıl 292 kadınının öldürüldüğü, bu olayların münferit olmadığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi; “Mahallelerimizde, yurtlarımızda, kampüslerimizde, çalışma ortamlarımızda psikolojik fiziksel, cinsel şiddet sarmalıyla sürekli karşı karşıya geliyoruz. Kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayet olaylarının tüm toplumu ilgilendiren olaylar olduğunu ve bu sorun kökten çözülmediği sürece kimsenin güvende olmayacağını biliyoruz. Caydırıcı ceza politikalarının, kadınların ve çocukların güvenliğini garanti altına alan sözleşmelerin etkin bir biçimde uygulanmasını talep ediyoruz. Üniversitelerde tacizi önleyecek kalıcı mekanizmaların kurulmasını her kadının korkmadan çekinmeden özgürce yaşadığı bir sorunda cinsel tacizi önleme komisyonlarına başvurmasının önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Sadece fiziksel değil şiddetin her türlüsünün karşısındayız. Şiddetin etkin bir şekilde önlenmesi ve mağdurun daima korunması, gerçek eşitlik ve düzgün bir adalet için harekete geçmek zorundayız.

Mersin Üniversitesi: Katledilen kadınlar isyanımızdır

Mersin Üniversitesi öğrencileri kadın cinayetlerini üniversite önünde basın açıklaması yaparak protesto etti. Öğrencilerin, yürüyüş yapması ise polis tarafından engellendi.

Mersin’de “Katledilen kadınlar isyanımızdır” yazılı pankart açan kadın öğrenciler, Üniversite Caddesi’nde yürüyüş yapmak istedi. Yürüyüş, polis tarafından yasal olmadığı gerekçesiyle engellendi. Öğrencilerle polis arasında gerginlik ve itiş kakış yaşandı. Öğrenciler, polisin yürüyüşü barikat kurarak engellemesi üzerine “Kadınlara değil, katillere barikat” sloganı attı.

Öğrenciler, daha sonra basın açıklaması yaparak kadın cinayetlerini protesto etti.

Karabük Üniversitesi: Kadına, çocuğa dokunma!

Karabük Üniversitesi Öğrenci Komisyonu son dönemdeki kadın ve çocuk cinayetleri ve istismarlarına dur demek için yürüyüş yaptı. Yüzlerce öğrenci “kadına çocuğa dokunma” sloganları atarak Safranbolu sokaklarında yürüdü.

Safranbolu’da bin öğrenci kentin en işlek alanı olan Sadri Artunç Caddesi’nde ellerinde ‘Bize rahat yoksa size de yok, öldürülmek için doğmuyoruz’ yazılı pankartlar ve sloganlarla yaklaşık 1 kilometre yürüdü.

Yürüyüşün ardından öğrenci grubu adına basın açıklaması yapan Buse Aleyna Dönder şu ifadeleri kullandı: “Bugün yine üniversite olarak, bizi her geçen gün geleceksizleştiren bizi her geçen gün güvensizliğe mahkum eden bu ataerkil sisteme karşı dimdik durmak için geleceğimizi kazanmak için meydanlardayız. Kentlerin güvenli sokaklarını biz kadınlar sağlarız. Haklarımızı geri almak için her gün ona direnmeye ve mücadele etmeye devam ederiz.

Bir kişi daha eksilmek istemediğimiz için, hayattan endişe duymadan özgürce yaşamak için bu sokaklardayız. Çürümüş düzeniniz ve erkek rejimiyle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bizler, katledilen kadınların adını bir an bile dilimizden düşürmeden bu öfke ve isyanla karşınızda durmaya devam ediyoruz. Cinayet mahalli olmuş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için yakanızda olmaya devam ediyoruz.”

Alibeyköy Anadolu Lisesi: Hayatlarımıza sahip çıkmak istiyoruz

Kadına şiddeti protesto etmek için okul bahçesi girişinde bir araya gelen Alibeyköy Anadolu Lisesi öğrencileri engellendi. Okuldaki bazı öğretmenler pankart ve dövizleri öğrencilerin elinden almaya çalışırken öğrenciler kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini sloganlarla protesto etti.

Öğrenciler engellere rağmen yaptıkları açıklamada şunları belirttiler: “Biz genç kadınlar olarak hayatlarımıza sahip çıkmak, sesimizi duyurmak ve adalet talebimizi dile getirmek için bir araya geldik. ‘Yeter artık’ demek için bir arkadaşımız daha hayattan koparılmasın diye toplandık. Sıradaki biz olmayalım diye buradayız. Daha birkaç gün önce ard arda işlenen cinayetler, sokak ortasında tacize uğrayan kadınlar, ölüm tehditleri ve hakaretlere maruz kalan kız kardeşlerimiz, bir öğrenci yurdunda hayatına son veren bir genç kadın, istismara uğrayan küçük bir bebek, öldürülen, susutrulmak istenen, işkence gören yüzlerce kadın. Peki soruyoruz kaç kadının daha katledilmesini bekliyorsunuz. Kadınların hergün yaşam savaşı verdiği bu ülkede sessiz kalmamızı mı bekliyorsunuz. Unutmayacağız unutturmayacağız!”

Aydın Kadın Dayanışma Platformu: Cinayet mahalli haline gelmiş bu ülkede yakanızdan düşmeyeceğiz!

Aydın Kadın Dayanışma Platformu, kadın cinayetlerine karşı Aydın Kent Meydanında basın açıklaması yaptı. Platform dönem sözcüsü Reyhan Kılıç, kadınların 4 Ekim’de vahşice katledilen İkbal ve Ayşenur’ un ölümüyle sarsıldıklarını ifade ederek, “Öldürülen binlerce kadının faillerini cezalandırmayan ya da ödül gibi cezalar veren, kadın cinayetlerini önleyecek tedbirler almayan, adil yargılamayan, her seferinde suçu mağdura yıkan siyasal iktidara karşı sesimizi çıkartıyor mücadelemizi büyütüyoruz” dedi. 

Bir kez daha katilleri, tecavüzcüleri tacizcileri koruyan, aklayan politikalara ve zihniyete, AKP-MHP iktidarına karşı sokakta olduklarını ve hesap sorduklarını dile getiren Kılıç, “Katledilen kadınların adını bir an bile dilimizden düşürmeden bu öfke ve isyanla karşınızda durmaya devam edeceğiz. Cinayet mahalli haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için yakanızda olmaya devam edeceğiz. Uygulamadığınız yasalar yüzünden, istismarı aklayan, katilleri öven düzeniniz yüzünden, kana bulanmış ellerinizle tutunduğunuz koltuklarınız yüzünden hayatta olmayan her bir kadın, her bir çocuk, her bir LGBTİ+ birey için ses olmaya devam edeceğiz” dedi. Kılıç, İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe girmesi, 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması ve kadın cinayetlerinin son bulması için mücadelelerini büyüterek sürdüreceklerini vurguladı.