Almanya’da her gün ortalama 728 kadın ve kız çocuğunun fiziksel şiddete, 394’ünün ise psikolojik şiddete maruz kaldığı açıklandı. Bunlar özellikle 18-20 yaş arasındaki genç kadınlar. Fransa’da 2024 yılında 104 kadın öldürüldü. Toplu taşıma araçlarında her on kadından yedisi yaşamlarının bir döneminde cinsel taciz, tecavüz veya tecavüz girişimine maruz kalmış. İsviçre’de her 10 kadından biri cinsel saldırıya uğruyor, 2 haftada bir bir kadın öldürülüyor. Avusturya’da yılda 25 ila 30 kadın, eşi, arkadaşı veya eski eşi tarafından öldürülmekte. 2018 ve 2023 arasında LGBTİ+’lara yönelik şiddet ve taciz ise Avrupa genelinde 100 bin kişinin yüzde 14’ü.
Burjuva medyadan faşist gerici propagandaya en büyük destek
Kadına yönelik şiddetin tanımlanmasında medya ve dijital medya faşizmin kadın ve aile imajını propaganda etmekte onlar kadar suçludur! Medyanın ataerkil dili, şiddete, tacize uğrayan hatta öldürülen kadınlar söz konusu olduğunda hiç değişmedi. “Üzücü bir aile trajedisi“ dediler. Oysa bir erkek kendisinden ayrılmak isteyen bir kadını öldürdüğünde bu ‘aile trajedisi’ değil cinayettir. Sosyal medyada kadın evine mutfağa kapanmış, çocuk doğuran olarak idealize edilip yüz yıl öncesine taşımak istenmektedir.
Kadına şiddete, savaşa ırkçılığa ve sömürüye hayır diyoruz
Almanya’da AfD, Fransa’da Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi, İsviçre’de SVP, Avusturya’da FPÖ vb. faşist propgandalara göre kadınlar mutfağa aittir ve mümkün olduğunca çok çocuk yapmaları gerekir Buna çok da uzak olmayan bir yerden Almanya şansölye Merz katıldı. Göçmen kökenli ebeveynleri olan çocuklar, Merz’e göre kentin manzarasını bozuyorlar.
Kadına şiddetin artması, faşizmin yükselmesi, dünya savaşı hazırlıkları ve kapitalist sömürüye paraleldir
Savaşa, faşizme, kadına karşı şiddete karşı mücadelede dünya çapında yalnız değiliz! Ve kadınlar olarak enternasyonal antifaşist bir sınıf kavgası vermek zorundayız. Çünkü biz kadınlar, kapatılan kreşler, yıkık dökük okullar, çocuk ihtiyaçlarının astronomik pahalılığı ile zaten bunaltıldık. Şimdi ise çocuklarımıza kendilerinin olmayan bir savaşta ölmeleri için okulda savaş hazırlığı dersleri öğretiliyor, askerlik zorunlu hale getiriliyor.
Kadınların hakları dünya çapında giderek daha fazla kısıtlanıyor. 8 saatlik işgününün esnetilmesi ile kapitalist sömürünün artması özellikle kadınları etkiliyor. Bu gelişme tesadüf değildir. Faşizm, kadın düşmanı, ataerkil dünya görüşünü yeniden kabul görür hale getirmek, faşist gerici sloganlar ve otoriter önlemlerle itaatkar kadın, gerici bir aile imajını yaygınlaştırarak mücadelemizi bastırmak ve ataerkil şiddeti meşrulaştırmak istiyor.
Bugün faşizme, savaşa, ırkçılığa ve sömürüye karşı alanlarda olan milyonlarca kadınız. Çünkü bizim en büyük gücümüz dayanışma ve ortak mücadeleden gelmiştir. Tarih, kadınlar olarak bir araya geldiğimizde, geleceğimizi kendi ellerimize aldığımızda neler başardığımızın örnekleriyle doludur.
Kadına şiddete hayır!
Kadına şiddete, faşizme savaşa ve ırkçılığa karşı yaşasın enternasyonal mücadelemiz!
Alınteri Gazetesi 21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız!