6 Şubat depremlerinin üzerinden iki buçuk yıl geçmesine rağmen deprem sonrası bölgede ortaya çıkan sorunlar hala çözüm bekliyor. Eğitim-Sen’in deprem bölgesindeki eğitimin durumuna ilişkin yayınladığı rapor ise okullarda hala devam etmekte olan sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Raporda 11 ili etkileyen depremlerin üzerinden 30 ay geçmesine rağmen bölgede eğitime dair eşitsizliklerin devam ettiği belirtildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğim-Sen) yayınladığı raporda eğitim alanındaki eksikliklere dikkat çekerek bölgede eğitimin vahim durumda olduğunu ve yüzbinlerce öğrencinin eğitimden koptuğunu belirtti.
Hatay’da 80 bin öğrenci konteyner okullarda eğitim görüyor
Hatay’da kalıcı konutların yalnızca üçte birinin teslim edildiği, teslim edilen konutlarda ise yol, su, elektrik ve kanalizasyon altyapısının tamamlanmadığı belirtilen raporda eğitim alanında yaşanan sorunların büyük bir çoğunluğunun çözüme kavuşturulmadığı vurgulandı. Raporda, kentte yeni okulların açılmış, birçok okulda onarım yapılmış olsa da okul sayısı yetersiz olduğu için bazı okulların ikili eğitime geçtiği ve kentte 80 bin öğrencinin hala konteyner okullarda eğitim aldığı belirtildi. Bölgede personel eksikliğinin büyük bir sorun olduğu, okulların temizliğinin kaderine terk edildiği, okul çevrelerinin adeta bir şantiyeyi andırdığı vurgulanan raporda, yaşanan bu sorunların çocukların sağlığını ve güvenliğini tehdit ettiği dile getirildi.
Binlerce çocuk sömürü merkezleri MESEM’e yönlendiriliyor
Adıyaman’da 8 prefabrik ve 1 konteyner okulda eğitimin sürdüğü dile getirilen raporda ikili öğretim, kalabalık sınıflar ve yetersiz donanım sorununun devam ettiğinin altı çizildi. Kentte 6 bin konutun teslim edilmesine rağmen altyapı sorunlarının çözülememesi nedeniyle 13 bin 800 öğrencinin taşımalı eğitime devam ettiği, öğrencilerin yüzde 62 gibi büyük bir çoğunluğunun beslenme desteği alamadığı, yüzde 48’nin ise internet ve cihaz erişiminin olmadığı belirtildi. 2 bin 400 öğrencinin çocuk emeği sömürü merkezleri olan MESEM’e yönlendirildiği, anadilde eğitim hakkının yok sayıldığı belirtilen raporda örgün öğretime devam oranının yüzde 58’lere kadar düştüğü ve 4 binden fazla çocuğun mevsimlik tarım işçiliği yaptığı bilgisi yer aldı.
Deprem, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini katmerledi
Maraş’ta aradan geçen zamana rağmen 5 konteyner okulda eğitimin sürdürüldüğü belirtilen raporda; kalabalık sınıfların ve sağlıksız koşulların eğitimin niteliğini düşürdüğü vurgulandı. Kentte konteynerlere bel bağlanması nedeniyle kalıcı çözümlerden uzak maliyet odaklı bir anlayışın sürdürüldüğü bu durumun ise eğitimdeki eşitsizlikleri katmerlediği vurgulandı. Ayrıca raporda Maraş kırsalındaki kız çocuklarının eğitime devamlılığının azaldığına, devamsızlık ve erken yaşta evliliklerin arttığına dikkat çekildi.
Sorun çok, çözüm yok
Depremden etkilenen diğer kentlerdeki sorunlar ise şöyle dile getirildi: Urfa’da 140 okulun yarısı tamamlanabildi, öğretmen açığı ise 12 bine ulaştı. Adana’da 35 okulun durumu gizli tutulurken, riskli binalarda eğitim devam ediyor. Osmaniye’de kalıcı çözümler üretilmedi. Kilis’te 36 okul yıkıldı, yalnızca 18 okul yapıldı. Antep’te altyapı sorunları çözülmediği için eğitim konteynerlerde devam ediyor. Diyarbakır’da yeni konutların dağıtımı şeffaf bir şekilde yürütülmüyor, ulaşım sorunları ise devam ediyor.
Talepler
Eğitim-Sen deprem bölgesindeki sorunların siyasi tercihlerden kaynaklandığını belirterek şu talepleri sıraladı:
- Konteyner okullar kapatılmalı, depreme dayanıklı okullar hizmete açılmalı.
- Her öğrenciye ücretsiz yemek, temiz su, kırtasiye, dijital erişim ve ulaşım desteği sağlanmalı.
- Eğitim emekçilerine güvenceli, kadrolu istihdam sağlanmalı; geçici modellere son verilmeli.
- Norm kadro adaleti sağlanmalı, barınma sorunları için lojman ve kira desteği getirilmeli.
- MESEM ve çocuk emeği sömürüsü durdurulmalı, mevsimlik çocuk işçiler için telafi eğitimi düzenlenmeli.
- Kamu kaynakları rant projelerine değil kamusal, bilimsel, laik ve anadilinde eğitime aktarılmalı.
- Acele kamulaştırmalar durdurulmalı, okul çevrelerinde güvenlik önlemleri alınmalı.
- Güvenli ve sağlıklı barınma hakkı güvence altına alınmalı.
- Beklenen depremlere karşı afet hazırlık planları yapılmalı, tatbikatlar düzenlenmeli.