Bir AKP’liyle sohbetten çıkanlar -II



Bir AKP’liyle yapılan sohbet, bu partinin tabanının bazı kesimlerinin onunla hangi noktalardan aidiyet ilişkisi kurduğunu ortaya koyuyor


Okurumuzla AKP’li bir emekçinin otobüs durağında tanışıp, 15 dakikalık bir yürüyüş mesafesince yaptıkları sohbetin 2. bölümünü yayınlıyoruz.

AKP’nin yaratmak istediği tek tipleşmiş toplumun hangi argümanlar üzerinden şekillendirildiğinin, aidiyet ilişkisinin hangi hamasi söylemelerin ideolojikleşmesiyle kurulduğunun anlaşılması açısından oldukça çarpıcı veriler sunan bu “sohbet” aynı zamanda kutuplaşmış toplumun bu kesimine ulaşmamıza ilişkin de yol gösterici nitelikler taşıyor:

Cehalet  önyargının iklimidir

 

Tabi konuşmalarımız zaman zaman dağılmıştı. Konudan konuya atlıyoruz. Arkadaşın önyargılarıyla baş etmek kolay değil. Öyle bir  cevaplar veriyor ki, zaman zaman konuştuğum AKP’lilerle hemen hemen aynı. Cevaplar artık kalıplaşmış ve düşünceleri sistematize olmuş. “Zihniyet devrimini yaptık” dedikleri tam da buymuş. Bazen aciz kalıyorsunuz. Yepyeni bir dünya kurmuşlar sanki.

Matematikteki ayrık kümelerin ilişkisi nasılsa aynen öyle olmuşuz. Yani bir adada AKP’li zihniyet kendisine bir dünya kurabilir.

Çok fazla önyargılısınız bazı konularda. Mesela devlet konusunda… Devletin bölünmesi konusunda… Meselâ Küba  halkı devrim yaptı ama devlet simdi daha güçlü. Çünkü halk devletini seviyor ve sonuna kadar arkasında. Çünkü devlet insanlara hizmet ederse öyle olur gayet tabi.

 

-Ama bizim düşmanımız çok. Başka ülkeye benzemeyiz… Etrafımız sarılmış…

 

-Neden öyle, açıklayın.

 

-Herkesin gözü bu topraklarda…

 

-Diyelim ki öyle. Peki, bu ülkedeki uluslararası sermayenin oranı neden yüzde 80 civarında. Bu da bir işgal değil mi?

-Olur mu hiç, topraklarımız bizim ama.

-Peki, bu vatanın zenginleri neden bu vatan için ölmüyorlar… Neden sen ben ölüyoruz.

-Burada haklısın sayın hocam. Ama dünya böyle kurulmuş.

 

-Kurmuşlar yanı. Başka türlüde kurulabilirdi. Kurtuluş savasında Sovyetler Birliği bize maddi, manevi, silah konusunda tek yardım eden ülkeydi.

-Hadi ya, öyle mi? Putin bu yüzden mi bize yaklaşıyor.

 

-Sosyalist Rusya yardım etti. Ama Atatürk bizi arkadan vurdu.

 

-Sen Atatürkçü değil misin yoksa?

 

-Hayır değilim… Sosyalistim.

 

– Yani aşırı solcusun.

 

– “Kırıntı değil dünyayı istiyoruz” diyenlere “aşırı solcu” diyorlar… Demek ki öyleyim. Ama bu dünyayı herkes için istiyoruz.

-Yine solculuk sözlerine başladın hocam…Ama şu kesin ki solcuların kafası çok çalışıyor. Bizim Tayyip başkan da öyle… Zaten Deniz Gezmiş gibi meydan okuyor. Gururlanıyorum. 2023 farklı olacak.2071 daha farklı.

-Neden 2071 peki.

 

-Anadolu’ya gelmişiz.

 

-Neden göç edildi.

 

-Kuraklıktan

 

-Neden kurak ki… Orada bir çok ülke var…1071’de Kürtlerin vatanı işgal edildi de geldiler….1071 herhalde tarihten silme günü olacak, öyle mi?

 

-Sen Kürt müsün? 

 

-Alevi ve Kürt ve komünist… Zor iş değil mi?

 

– Hocam tüm dertler sizde varmış.

 

-Evet var.

 

-Hapis yattın mı?

 

-İşkence, hapis hepsi var.

 

-Hala devam mı?

 

-Evet.

 

-Zaten Aleviysen solcusun kesin.

 

-Bende bu kadar dert olsa yaşayamazdım.

 

-Bunları dert yapan biz değil bu ülke ve devlet. Faşizm

 

-Bak ben de Hitler’i sevmem. Faşist odur.

 

-Aynı bence her şey… Bizde de çok katliam, zulüm var.

 

-Evet, duyuyoruz bazen bunları. Ama Tunceli halkı da çok asiymiş… Azız Nesin Sivas’ı karıştırdı.

 

-Hocam sen yine de PKK’li olma. Onlar çok farklılar

 

-Hani biz kardeştik. Siz 40 milyon Kürdü görmek istemiyorsunuz.

 

-Aleviler daha iyiler. Solcular da. Ama o olmaz…

 

-Size oy veren Kürtler olmasaydı AKP de olmazdı değil mi?

 

-Çok iyi bir tespit hocam…

 

-Bir Türk’ün burnu kanasa her yeri ayağa kaldırıyorsunuz. Ama Kürtler onlarca yıldır her gün ölüyorlar… Üstelik onlar Türkler ’den önce Müslüman oldular… İslam’a çok katkıları var. Başı çekenler onlardı bu coğrafyada… Aleviler de tasavvuf düşüncesinin yaratıcılarıdır. Mezopotamya’yı duydun mu hiç?

 

-Duydum da bu söylediklerinin doğruluğuna nasıl inanacağız?

 

-Sorgulayarak… Okuyarak… Sorarak… Önyargılarından kurtularak tabii ki… Ben aynen böyle yaptım. Hiç bir farkımız yok

… Doğru ama!

 

İsmail Uçar