10 Ekim Katliamı davasının 12-13 Haziran’da görülecek duruşması öncesinde bilgilendirme toplantısı yapan avukatlar, davanın hızlandırılarak bitirilmek istendiğini, önümüzdeki duruşmada savcının mütalaa vermeye hazırlandığını, davanın anlamlı bir gelişme yaşanmadan bitirilmesine seyirci kalmayacaklarını, onlar bitirseler de kendilerinin bunun peşini bırakmayacaklarını vurguladılar.
1,buçuk yıldır devam eden dava süreci boyunca tüm ısrarlarına rağmen en hafif ifadeyle ihmalleri bulunan hiçbir kamu görevlisinin yargılanmadığının altını çizen avukatlar, bu “ihmaller” konusunda raporlar hazırladıklarını hatırlattılar.
Bugün saat 11:00’de Konur Sokak’ta bulunan Mimarlar Odası’nda yapılan toplantıda 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan Avukat Tonguç Cankut, Avukat Senem Doğan, Avukat İlke Işık, Avukat Nuray Özdoğan. Avukat Sevinç Hocalıoğlu davanın seyriyle ilgili bilgiler verdiler. Komisyon üyelerinden Avukat Kazım Bayraktar da basın toplantısında hazır bulundu.
Basın toplantısına HDP İl yönetimi, HDP Ankara 1. Bölge 1. Sıra Milletvekili adayı Filiz Kerestecioğlu, 10 Ekim’de alanda bulunan ve birçok arkadaşını kaybeden HDP Ankara 3. Bölge 2. Sıra adayı Nazım Karakurt, HDP 2. Bölge 1. Sıra adayı Nuray Türkmen yine HDP Ankara 1. Bölge 2. Sıra Milletvekili adayı ile KESK Eş Başkanı katıldı.
Avukat Sevinç Hocalıoğulları moderatörlüğünde yapılan toplantıda ilk sözü Avukat İlke Işık aldı. Işık, bugüne kadarki tüm duruşmalarda olduğu gibi 10 Ekim Gar katliamının öncesinde ve katliamdan sonra devletin, hakim ve savcıların, alanda görevli polis güçlerinin nasıl sorumlu olduklarını örnekleyerek gözler önüne serdi.
Katil IŞİD çetesinin katliam öncesinde Gaziantep’te aleni bir şekilde kurduğu dernekler üzerinden örgütlendiğini, İlhami Bali’nin sınır ilişkilerini sağladığını, askerleri tehdit ettiğini, sınır girişlerinin nasıl bir rahatlıkla yapıldığını anlattı. Antep Emniyeti’nin, Valiliği’nin teknik takip ve fiziki takipler yaparak ama hiç bir engelleme, yakalama, soruşturma, tutuklama girişiminde bulunmayarak, katliama zemin hazırlanmasında rol oynadıklarını belirtti.
Işık, yapılan teknik ve fiziki takiplerle tapelerin dosyalaştırıldığını; fakat dava sürecinde bu tepelerin istenmesine rağmen kendilerine verilmediğini, emniyet güçlerinin ellerindeki bu bilgilere kendi imkan ve olanaklarıyla ulaştıklarını dile getirdi.
Avukat Nuray Özdoğan ise, Diyarbakır, Suruç ve 10 Ekim katliamlarında devletin, hakimlerin, savcıların ve kamu görevlilerinin sorumlukları üzerine çalışma yaparak raporlaştırdıklarını ifade etti. Katliamlardan hakimlerin, savcıların, emniyet güçlerinin bariz ihmalkarlıklarının, görevlerini suistimal etmelerinin, göz yummalarının payının büyük olduğuna dikkat çekerek; hakimler, savcılar, kamu görevlileri hakkında yaptıkları suç duyurularına cevap verilmediği gibi üstünün kapatılmaya çalışıldığını belirtti.
Özdoğan sözlerine, “Onlar ne kadar kapatmaya çalışırlarsa çalışsınlar bizler bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da sorumlulukları olanlar için suç duyurusunda bulunmaya devam edeceğiz” dedi.
Avukat Senem Doğanoğlu ve Avukat Tonguç Cankut da dava sürecinin bitirilmesinin istendiğini, katliamların politik ve insanlık suçu olduğunu ifade ederek, “İnsanlık suçu olduğunu tartışmayan bir hakim ve savcı heyetiyle davalar görülmekte” diye belirttiler. Önümüzdeki 12-13 Haziran’da görülecek olan duruşmalarda savcılığın mütalaa vererek davayı sonlandırmak istemesine dikkat çektiler.
“Bizler bundan sonra da gerçek adalet yerini bulana kadar hem bu topraklarda hem de uluslararası alanda insanlığa karşı işlenen katliam faillerinin yargılanmasını sağlayan kadar mücadeleye devam edeceğiz” dediler.
Basın toplantısında ayrıca 10 Haziran’ da Gar önünde yapılacak olan anmaya ve 12-13 Haziran’da görülecek duruşmalara çağrı yaptılar.