Yaratılan geleneklerin, devrimci mirasın gücü yıllara ve neoliberal barbarlığın tüketiciliğine inat yol göstermeye devam ediyor. Karanlık Çağın Filizi Sezai Ekinci ve Ekim ölümsüzlerinin anmasında bu en yalın haliyle görülüyordu. Öyle bir devrimci gelenek ki 45 yıl sonra Sezai Ekinciyle aynı havayı solumuş devrimcileri kilometrelerce öteden getiriyor.
Karşıyaka Mezarlığı bugün böylesi bir yoldaşlaşmaya tanık oldu. Devrimci ’78’liler Federasyonu’ndan arkadaşlar anmada yerini aldı. Sezai ile Mamak’ta birlikte yatan siper yoldaşları geldi. Hapishane arkadaşlarından biri anmayı öğrenince Çorum’dan gelmiş. Anmayı duyup semtlerden gelen emekçiler de vardı. Mezarlığa yaklaşıldığında Alınteri ozaliti açıldı. “Sezai Ekinci ölümsüzdür!”, “Ekim şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganlarıyla mezarlığa gelindi. Mezar başında devrim ve sosyalizm kavgasında ölümsüzleşenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
🚩Komünist Önder Sezai Ekinci ölümsüzleşmesinin 33. yılında Karşıyaka’daki mezarı başında ailesi, yoldaşları ve dostları tarafından anıldı
Sezai yoldaş ölümsüzdür! pic.twitter.com/dHMomskH9h— Alınteri Gazetesi (@GazeteAlinteri3) November 2, 2025
Bayrakları Ellerden Düşmeyecek
Saygı duruşu sonrası Alınteri adına yapılan konuşmada, Ekim ölümsüzlerinin isimleri tek tek okunarak kavgada yarattıkları gelenekler anlatıldı. Remzi’nin faşizmin teşhir masasına attığı tekmenin teşhir uygulamasının sonlanmasına neden olduğu belirtildi. Sezai’nin tarihe iz bırakan devrimciliği anlatıldı ve bugün emek sömürüsüne, faşist saldırılara, kadına yönelik şiddete karşı onların mücadele bayrağını yükseltmek gerektiği vurgulandı.
Kaypakkaya’yı Hatırlatırdı
Anmayı öğrenince Çorum’dan gelen bir dostumuz Sezai ile Mamak Hapishanesi’nde yarattıkları direnişleri anlattı. “Ben Partizan davasından Mamak’a getirilmiştim. Orada o dev adamı Sezai Ekinciyi tanıdım. Hiçbir yaptırıma uymuyordu. İşkencede ve hapishanede örnek bir tavır sergiledi. Onun devrimci duruşunu İbrahim Kaypakkaya’ya benzetirdim. Kaypakkaya, halkın evine gittiklerinde aç kalmamalarını ama fazla yememelerini, o yemeğin daha sonra evin çocuklarına gideceğini söylermiş. Mamak’ta bize yarım ekmek verirlerdi. Bazıları açgözlülük yapardı. Sezai ise yavaş yer, arkadaşlar doymayan varsa paylaşabilirim derdi. O nedenle Kaypakkaya’nın tutumuna benzetirdim” dedi.
Bizim Komüne Gelmişti
Yine o dönem Sezai ile aynı koğuşu paylaşan bir dostumuz da şunları söyledi. “Sezai Mamak’a getirildiğinde, o zaman kendi yoldaşlarından kimse o hapishanede olmadığı için bizim komüne katılmıştı. Örnek bir devrimciydi. İşkencede ve hapishanede örnek bir devrimci tutum sergiledi. Sezai ile aynı gelenekten olan Ataman İnce’yi ve ailesini çok iyi tanırdım. Acılar çektiler ama onurlu bir şekilde mücadele ettiler” dedi.
Bizi Birleştiren Komünizm İdealimizdir
Daha sonra söz alan Esmahan Ekinci, Nilgün Gök haricinde Ekim ölümsüzlerinin çoğunu tanıdığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
Ekim ölümsüzlerinden Nilgün Gök haricindeki herkesle fiziksel olarak tanışmıştım. Ekim şehitlerinin ortak özelliği sosyalizm, komünizm idealine bağlılıktı. 78 kuşağı sosyalizmin prestijli olduğu bir dönemde tarih sahnesindeydi. Arnavutluk, Çin, Sovyetler örnekler vardı şu ya da bu şekilde. Bugün ise sosyalistler günlük hayata tam olarak müdahale edemiyorlar. Bir doldur boşalt tarzı hakim gençlikte. Mücadele için elverişli bir ortam var. Halkların öfkesi kabarıyor ama onu yönlendirecek bir odağın yaratılması gerekiyor. Bugün en büyük görev birleşik mücadeleyi yükseltmek.
Tarih Bilincinin Önemi
Son olarak söz alan Avukat Kazım Bayraktar tarih bilincinin önemini vurguladı. Üniversitelerdeki faşist saldırılara da değinen Bayraktar, profesyonel devrimciliğin ve devrimci bir odak yaratılma ihtiyacının altını çizerek sözlerini sonlandırdı.
Daha sonra Atilla Acartürk ve Selma Aybal’ın mezarları da ziyaret edilerek anma sonlandırıldı.
Anma bittikten sonra Diyarbakır’dan Sezai yoldaşın anmasına sözleriyle katılmak isteyen bir mesaj geldi:
Sezai arkadaşın anısına saygıyla: 1988 yılında Aydın cezaevinde uzun süren açlık grevi sorası aynı koğuşa geldik. Onu daha önce Kırşehir’de gördüğümü söyleyince, ‘Evet Kırşehir’de çalıştım’ demişti. Aynı kulvarda olduğumuz yıllardı.
O baş eğmeyen, ideolojik çizgisinden taviz vermeyen bir devrimciydi. Çok titiz, her konuda hassas ve mütevaziydi. Revire gidip geldiği bir gün, ‘Ben hastayım tabağımı kaşığımı ayırın hastalığım size bulaşmasın”‘diyen, yandaşlarının ve arkadaşlarının sağlığını düşünen bir kişiydi. İşkencede baş eğmez tavrıyla yoldaşları ve tüm devrimcilerce saygıyla anılan bir kişilikti. 0 her zaman devrim ve sosyalizm mücadelesinde yol gösterendir. Saygıyla anıyorum…
Alınteri Gazetesi 21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız!