Zeruj Port: Sempatik görünmeye çalışan kadın izolasyonu projesi



“Kadınlara özel alışveriş merkezi” konseptiyle İstanbul Zeytinburnu’nda kurulan Zeruj Port, kadının toplumdan izolasyonunu pazarladığını gizleyemiyor


Kadını toplumsal hayattan soyutlama girişimleri pembe otobüs, pembe metro gibi projelerle sürüyor. Türkiye’de ilk kez “kadınlara özel alışveriş merkezi” tanımıyla açılacak olan Zeruj Port ise bu girişimlerin bir yenisi. Üstelik bu yeni proje kadını toplumsal hayattan izole etme projesine ticari bir boyut da kazandırıyor.

AVM’nin sahibi Zehra Özkaymaz’a göre Zeruj Port, erkek ve kadını ayrıştırmak için değil, kadınların rahat alışveriş yapması için girişilen bir proje. İçinde, erkeğe dair metalar hariç her türlü şeyin satılacağı AVM’ye kadınlar eşleriyle de gidebilecek. Hatta içeride, kadınlar alışveriş yaparken eşlerinin oturup onları bekleyebileceği özel kafeler bile mevcut!

Ticari kaygıların da basıncıyla sempatik bir imaj yaratmaya çalışan Zeruj Port, ne kadar gerici olduğunun farkındalığıyla kendini sevimli ve modern olarak pazarlamaya çalışıyor. Yani projeye ayan beyan “muhafazakar” sıfatı yakıştırılıyor ancak bir yandan da “öyle anladığınız şekilde muhafazakar değil canım” havası verilmeye çalışılıyor.

Zeruj Port’un bu ‘hem öyle hem de böyle’ şeklinde özetlenebilecek pazarlama politikasını daha iyi anlamak için Zehra Özkaymaz’ın tezatlarla dolu ifadelerinden biraz bahsetmek yeterli olacaktır.

Öncelikle Özkaymaz, kendini girişimci bir kadın olarak tanımlıyor ve “Kadın isterse her şeyi başarır” ayarında feminist söylemlere sahip. Ne var ki, röportajlarının birinde kadının başarısının ilgi temeline oturduğunu ifade ediyor: “Kadının tek istediği şey ise beğenilmek takdir edilmek. Bir kadını takdir et beğen, iki katını yapsın, iki katı beğen, dört katını yapsın. Böyle bir şey kadın gücü.”

Girişimci, güçlü kadın imajıyla kadınlara örnek ve destek olduğunu söylediği bir nevi persona olan ‘Zeruj’ lakabını da “Zehra ve rujun birleşimi, kadını hitap eden bir kelime” olarak tanımlıyor.

Bu iki minik örnekteki söylemlerin kendi içinde yarattığı cinsiyetçi – feminist tezatı görmek epey kolay. Zeruj Port özelindeki tezatların ise, en büyüğü Özkaymaz’ın “kadınlarımız üstünden para kazanmayı hedeflediğin an kaybedersin” söylemi olmakla beraber bolca başka örneği de mevcut.

Bu tutarsızlığın asıl sebebi, demin de bahsettiğimiz gibi, hem karnım doysun hem pastam dursun isteği. Kadınları toplumsal hayattan soyutlayacak “muhafazakar” bir AVM konsepti yaratılırken gelebilecek her türlü tepkiden kaçınmak, ‘Zeruj Port’un marka değerini de olabildiğince pürüzsüz tutmak isteniliyor. Pembe otobüs, metro gibi ulaşım araçları için kullanılan argümanların hemen hepsi bu “kadınlar için avm” projesinde de papağan misali tekrarlanırken bir yandan da sanki arka plandaki zihniyet aslında öyle değilmiş illüzyonu da yaratılmaya çalışılıyor.

Ve itiraf ediliyor ki, son zamanlarda pazarlama adına yaygın olarak yapıldığı gibi feministimsi duruş ve söylemlerle ‘tüketim adı altında kadınlar birleştirilecek.’ Özkaymaz’ın kendi cümlesiyle: “Biz burada insanları birleştirmek için tüketimi bahane ediyoruz.”