Direnen Flormar işçisinden mektup var!



“Flormar’ın yaktığı bu karnaval ateşi nice fabrikalara sıçrayacak”


Flormar Direnişi’nin 23. günü olan bugün, işçilerin patronun çektiği brandaları yırtıp içeriye sloganlarını duyurmasından hemen sonra Bayram Abi ile tanışık. İçerideki işçiler, her gün karşılarına çıkan farklı engellemeler, oraya gelip destek olanlar ve genel olarak direniş hakkında başlayan sohbetimiz zaman zaman ülkenin gündemine de kaydı. Böyle uzunca ve neşeli bir sohbetten sonra kendisi ile röportaj yapmak isteyecektik ki heyecanla bize bir metin yazabileceğini söyledi.

Direniş alanından ayrılırken ona “Akşam yazını bekliyoruz Bayram Abi!” demiştik ama birkaç saat içinde gelen yazısı bu hatırlatmanın oldukça yersiz olduğunu bize gösterdi. Bayram Abi sesini duyurmakta o kadar kararlıydı ki.

Bir kez daha anladık ki patronlar, Bayram Abi ve onun gibi işçiler fabrikanın içine seslerini duyuramasınlar diye kapının önüne büyük otobüsler park etseler de, kat kat brandalar assalar da, üst üste dikenli teller çekseler de işçilerin seslerini kısamazlar.

Biz de, Bayram Abi’nin gözündeki heyecanla, onun bize gönderdiği metni yayınlıyoruz.

Ben Bayram Demirel. Temmuz 2017’den beri Flormar kozmetikte çalışıyordum, 41 gün önce işten attılar.

 

Tek suçum fabrika güvenliği tarafından hakarete maruz kalan bir arkadaşıma destek olup bu yanlışa dur demek. Susmadım çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.

 

Flormar Kozmetik’te direnişimizin 23. günündeyiz. Her sabah saat 06.30’da buraya geliyoruz. Mübarek Ramazan ayında onca işçinin işinden olması, evine ekmek götürememesi yetmezmiş gibi bir de her sabah fabrikanın önünde farklı engellerle karşılaşıyoruz. Fabrika etrafını jiletli teller ve brandalarla kapattılar, iki gün önce üzerimize servis sürdüler, bize bıçak çektiler. Bir işçi kriz geçirdi ve hastanelik oldu, benim de elime bıçak geldi, kadınlar otobüsün altında ezilmekten son anda kurtuldu. Sanmasınlar ki bu yaptıkları zorbalıklar bizi yıldıracak, aksine yaşananlar bizi daha da güçlendiriyor.

 

Zalim Flormar yönetimi 125 işçiyi işinden etti. İlk çıkan 12 işçi hariç diğer arkadaşlarımız 25. maddeden atıldı. Suçumuz ise sadece işten atılan arkadaşlara destek amaçlı alkış tutmak, onlara selam vermek. Bizi yasa dışı örgüte destek veriyorlar bahanesiyle işten attılar. Aramızda hamile kadınlar, engelli kadrosunda çalışan arkadaşlar var. Hatta bir engelli arkadaşımız çalışırken sendikadan istifa etmesi için ağır baskılara maruz kaldı ve sonucunda hastanelik oldu. Bir süre yoğun bakımda yattı şuan sol tarafı tamamen felç olmuş durumda.

 

Burada bir zulüm var. Burada insanlık suçu işleniyor. Biz burada onurumuz için, geleceğimiz için, alınterimizin hakkı için mücadele ediyoruz. Kimsenin ne ekmeğinde ne işinde gözümüz yok.

 

Mücadelemize gelen destekler her geçen gün çığ gibi büyüyor. Her gün farklı yerlerden ziyaretçilerimiz geliyor. Kendileri küçük ama yüreği kocaman öğrenciler geliyor, hiç tanımadığımız onurlu dostlar geliyor, çeşitli kadın dernekleri geliyor… Daha önceden adını bile bilmediğimiz bu kadın dayanışmaları bir erkek olarak beni imrendirdi. Gerçekten kadınlar isterse herşeyi yapar. Kadın kardeşlerimiz olmasa işimiz çok daha zor olurdu.

 

Bir annemiz geldi “Belki elimden birşey gelmez ama engelli çocuğumla sesinize ses olmaya geldim” diyerek. Kendi sıkıntılarını unutmuş bize destek olmaya gelmiş. Onun patronu da ona, engelli çocuğu var diye sıkıntı yaratıyormuş. Bu eli öpülesi anne, bu zamana kadar gördüğüm en onurlu, en vefakar, en vicdanlı annelerden biriydi.

 

Fabrikada da bir direktör var, adı Seda. Bu zalim kadında zerre kadar ne vicdan kalmış ne insanlık. Onu da vicdana davet ediyorum buradan, zira vicdanı olsaydı bunlar yaşanırken burada direnen işçilere ‘terörist’ demezdi. Şube başkan yardımcımıza ‘terörist’, bizlere de ‘terörist destekçileri’ demiş.

 

Bir de siyasiler var, sağolsunlar onlar da geliyorlar fakat bence hiçbiri bizi düşünmüyor. Bizim bu mağdur durumumuzu siyaset malzemesi yapıyorlar, aslında bizim durumumuz hiçbirinin umurunda değil. Umurlarında olsa burada resim çekinmek yerine buradaki işçiler için ellerini taşın altına koyarlardı.

 

Çünkü buradaki işçilerin maddi desteğe de ihtiyacı var. Burada direnmek, daha güçlü olmak, bu direnişi zaferle taçlandırmak için maddi destek şart. Çünkü herkes tazminatsız işten atıldı, işsizlik maaşımız yok. Zaten patronlar bizim direncimizi kırmak için 25. maddeden attılar.

 

Cumhurbaşkanı, başbakan ve çalışma bakanı “Korkmadan sendikalı olun” diyor ama sendikalı olmak için uğraşıp işten atılınca kimse bize destek olmuyor. Sonuçta biz yasal hakkımızı kullanıp sendikalaştık diye bizi işten attılar.

 

Aslında bakanlıktan yetki yazısı geldi, patronlar da itiraz ettiler. Buna bir sözümüz yok fakat madem itiraz ettin sonucunu bekle. Bu işçi kıyımı niye? Sanırım yasalarda bir boşluk var, patronlar da bunu en acımasız şekilde kullanıyorlar.

 

Devlet büyüklerinin işi de bu yasaları düzeltmek. Madem sendikalı olabileceğimizi söylüyorsun, o zaman sen de sendikalı olmak isteyen işçilerin işten atılmasını engelle.

 

Bu kavga daha başlamadı, biz geri sayıma başladık diye düşünüyorum. En kısa zamanda biz işçiler sendikalı olarak Flormar’a gireceğiz ve Flormar işçisinin yaktığı bu karnaval ateşi daha nice fabrikalara sıçrayacak. Örnek olacak inşallah.

 

Buradan bütün işçi sınıfına sesleniyorum: Sendikalı olmaktan korkmayın. Siz kıvılcımı yaktınız mı gerisi geliyor. O kadar çok onurlu yürekli insanlar var ki hiçbir zaman yalnız kalmazsınız. Biz daha dışarıdayız ama şimdiden kazandık, hem de çok şey kazandık.

 

Kazandık, hiç tanımadığımız onurlu dostlar kazandık. Burada beraber yemek yerken bile tanıyamadığımız, işten atılacağını bile bile alkış tutan 125 tane kocaman yürekli onurlu kardeşlerimizi tanıdık. Burada kocaman bir aile olduk. Bu denli büyük kazanımlar varken bu zalim patron nasıl diz çökmesin.

 

Buradan bize destek olan bütün yüreği kocaman dostlarımıza, çıkarsızca yanımızda olan kardeşlerimize ve sesimize ses olan Alınteri Gazetesi’ne çok teşekkür ediyorum.

 

Bu direniş 23 gün değil 23 ay da sürse biz buradayız. Bize yüreğiyle onuruyla çıkarsızca destek olanlar için, işçi sınıfı için, geleceğimiz için, onurumuz için kazanacağız. Hiç bir güç, zalim Flormar patronlarına diz çöktürmemize engel olamayacak.

 

Birleşe birleşe kazanacağız, zafer direnen Flormar işçisinin olacak!