Türk-İş, Ekim ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasını yayınladı. Buna göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 919, yoksulluk sınırı da 6 bin 252 lira.
Enflasyonun alıp başını gittiği, ekonomik krizin işsizlik-hayat pahalılığı, daha fazla yoksullaşma ve yoksunlaşma olarak gündelik hayatın içinden ağır bir şekilde hissedildiği bu koşullarda henüz kılını kıpırdatma zahmeti bile göstermeyen Türk-İş’in açıkladığı veriler durumun vehametini açıkça ortaya koyuyor.
Açlık sınırı dört kişilik bir ailenin bir aydaki (Ekim’e göre) sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade ediyor. Ve sadece bunun için hesaplanan miktar bile asgari ücretin üzerinde bir miktara tekabül ediyor: Bin 919 lira olarak belirlendi.
Yoksulluk sınırıysa gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarını gösteriyor. Bu tutar ise asgari ücretin neredeyse 4 katına tekabül eden 6 bin 252 lira!
Türk-İş araştırmasında bu yılın on aylık bölümünde fiyatlardaki artış oranı yüzde 19,35’e ulaştı. Gıda enflasyonunda son 12 ay itibarıyla artış oranı yüzde 24,28 olarak hesaplandı.
Tereyağı, margarin, siyah zeytin ve meyve fiyatları arttı
TÜİK enflasyon sepetindeki yüzde 23,03 oranındaki gıda harcamasının yaklaşık yüzde 11’ini, toplam harcamanın ise yüzde 2,51’ini oluşturan süt, yoğurt, peynir grubunda iki ay önceki artışın ardından fiyatlar aynı kaldı.
Kıyma ve kuşbaşı etin fiyatı bu ay değişmedi. Sakatat ürünlerinden dana ciğerinin fiyatı artarken diğerleri aynı kaldı. Tavuk fiyatı da değişmedi. Geçen ay sezon açılışı yapılan balığın fiyatı ortalamada biraz geriledi. Yumurta fiyatı da biraz düştü.
Bakliyat ürünlerinde (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) geçen ay görülen artışın ardından bu ay fiyat değişikliği olmadı.
Ortalama yaş sebze-meyve fiyatında önemli bir fiyat değişikliği yaşanmadı ancak ortalama sebze fiyatı düşerken ortalama meyve fiyatı yükseldi.
Un, makarna ve irmik fiyatı arttı, pirinç ve bulgur fiyatı aynı kaldı. Önemli girdi kalemlerinden olan un fiyatında artış devam etmesine rağmen ekmek fiyatı sabit tutuldu.
Tereyağı ile margarin fiyatı tekrar zamlandı. Zeytinyağı fiyatı bu ay artarken ayçiçeği yağı fiyatı değişmedi. Siyah zeytin fiyatı artarken yeşil zeytin fiyatı aynı kaldı.
Tüm bu tabloya ve bizzat kendisinin açıkladığı rakamlara rağmen ne Türk-İş ne de diğer sendika ve meslek örgütleri asgari ücretin de belirleneceği bu dönemde bırakalım grev lafını ağızlarına almayı, dişe dokunur bir kelam bile etmiş değiller.