“İşgal Yasası”nda Yeni Düzenleme: Tekelleşme ve Zehirleme Özgürlüğü!



Enerji Bakanlığı’nın yeni Maden Yönetmeliği’yle önemli bir sermaye birikim aracına dönüştürülen madencilikte devlet denetimi sıkışlatırılıyormuş gibi yapılarak en büyüklerin tekelleşmesi hedefleniyor. Yanı sıra, çevreyle uyum planı kaldırılıp ‘rehabilitasyon bedeli’ uygulamasına geçilerek parayı veren şirkete saçtığı zehri bırakıp gitmesi özgürlüğü tanınıyor


Doğanın kelimenin gerçek anlamıyla metalaştırılıp önemli bir sermaye birikim aracına dönüştürülmesindeki gözü dönmüşlük süreklileşmiş yasal düzenlemeler, yönetmelikler devam ediyor. Maden ve enerji şirketlerinin zeytinlikleri, ormanları, tarım arazilerini bir avuç maden için zehirleyip, o bölgedeki toplumsal hayatı dinamitleyen “Maden Kanunu” diğer adıyla “işgal yasası”nın Meclis’ten geçirilmesi yetmedi. Şimdi de o yasanın pratikte uygulanması sırasında şirketler için ayak bağı olacak pürüzler gideriliyor. Bugün Resmi Gazete’de yayınlanan ‘rehabilitasyon’ yönetmeliği gibi.

Yönetmelik bir yandan madencilik faaliyetinde devlet kontrolü ve payını arttırıyormuş gibi görünen maddeler içerirken diğer yandan da şirketleri belirli yükümlülüklerden kurtarma derdiği ifade ediyor.

Gerek maden rantının belirli bölümüne el konulması gerek devlet arazilerinin maden patronlarına daha fazla açılmasının getireceği belirli tepkileri frenleyecek yükümlülükler içermesiyle dikkat çeken yönetmelikte maden patronlarına önemli bir kıyak yapılıyor.

Tekelleşmeyi teşvik

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” şeklinde tanımlanan düzenleme, sektörün ruhsat, teminat ve izin süreçlerinde değişiklikler içeriyor. Bu süreçlerde daha fazla devlet kontrolü ve çeşitli sıkılaştırma tedbirleri getiriliyor.

Fakat, madencilik faaliyetinde “çevreyle uyum planı” yerine “rehabilitasyon bedeli” gibi bir madde içermesi başta olmak üzere pek çok açıdan şirketleri, daha doğrusu en büyüklerin faaliyetini güvence altına alınmasıyla dikkat çekiyor. Zaten ihale, ÇED süreçleri, ruhsat gibi başlıklarda esas olarak en büyüklerin altına gireceği yükümlülüklerle dikkat çekiyor. Daha tam ifadeyle sektörde tekelleşme açısından önemli maddeler sözkonusu.

Buna göre ruhsat sahiplerinin yatırımlarına karşılık göstermesi gereken teminat oranı yüzde 50’den yüzde 70’e çıkarıldı. Ancak, çevreyle uyum planı uygulaması kaldırılarak yerine “rehabilitasyon bedeli” adı altında yeni bir sistem getirildi.

Bazı maden grupları artık ihale yoluyla ruhsatlandırılacak; diğerleri için ilk müracaat yöntemi geçerli olacak. Arama ruhsatı alan işletmeler belirli süre içinde ayrıntılı rapor sunmazsa teminatları irat kaydedilecek ve ruhsatları iptal edilecek.

‘Çevreye Uyum Planı’ yerine ‘Rehabilitasyon bedeli’!

Önceden yürürlükte olan “çevreyle uyum planı” uygulaması, madencilik sahalarının kapandıktan sonra doğaya yeniden kazandırılmasını öngörüyordu. Ancak maden kanununda öngörüldüğü gibi, bu yeni düzenlemeyle “parayı veren” maden patronları, yarattıkları tahribatı arkalarında bırakıp gidecek.

Orman alanlarında madencilik ve ÇED süreçleri yeniden düzenlendi

Yeni düzenlemeyle devlet ormanlarında madencilik yapılabilmesi için ruhsat düzenlenmeden önce, 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan e-Devlet üzerinden koordinat listesi ve sayısal verilerle izin alınacak.

Ayrıca, devlet ormanlarında maden arama, işletme, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesisleri gibi zorunlu faaliyetler için üç ay içinde, yirmi dört ay süreyle bedelsiz izin verilecek.

İzne ilişkin taahhüt senedi Orman Genel Müdürlüğü’ne sunulacak; gerekli görülmesi halinde izin süresi 12 ay daha uzatılabilecek.