Süleyman Soylu yine sahnede



Bir süredir ortalıkta çok görünmeyen Soylu, Demirtaş üzerinden siyasi partilere adeta küfretti, ABD ve Avrupalı emperyalistleriyse bombalarla tehdit…


Mehmet Ağar’ın karikatürü Süleyman Soylu, 24 Haziran seçimlerine haftalar kala yeniden piyasaya çıkarak, içerdeki siyasetçilere de Avrupa ve ABD’ye de tehditler savurdu.

Soylu dün yaptığı konuşmada HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyen diğer partileri ve temsilcilerini işaret ederek, “Ne battı size? Doğu ve Güneydoğu’daki huzur mu battı size? Gecenin ikisine, üçüne kadar o insanlar, Doğu ve Güneydoğu’da sokaklarda geziyorlar. 16 yaşındaki kız anasının dizinin dibinden dağa götürülüp terörist yapılamıyor. Akşener, Erbakan’ın partisi, Sayın Muharrem İnce, sana bu mu battı?” demişti.

HDP’yi de diğer partileri de aklınca kriminalize eden, Selahattin Demirtaş’ı toplumsal gericiliğin hedefine çakan bu açıklamasının tozu dumanı kalkmamışken bu sefer de Avrupa Birliği (AB) büyükelçilerinin de katıldığı Edirne’deki Türkiye-Bulgaristan sınır güvenliği toplantısında aynı üslupla arz-ı endam etti.

ABD’yi suçlayan, Avrupa’yı patlayacak bombalarla adeta tehdit eden Soylu, Afganistan’a atanan ABD Büyükelçisi John Bass’i özellikle hedef aldığı konuşmasında, Türkiye’deki “Afgan mülteci akınının” Bass’in Kabil’e atanmasından sonra başladığını söyleyerek, uyuşturucu trafiğinin müsebbibi olarak da aynı ismi işaret etti.

YPG’yi hedefe çakmak IŞİD’le işbirliği yaptığı gibi için akla-mantığa sığmayacak senaryolar kuran Soylu Avrupa’yı ise şu sözlerle tehdit etti:

Bunun bedelini Avrupa ülkeleri ödeyecek. Rakka’dan ayrılan DAEŞ’liler (IŞİD) nereye gitti? Kimisi Avrupa’ya, kimisi Pakistan, Afganistan’a gitti. Avrupa çok büyük bir tuzağa düştü. Avrupa’da bombalar patlayıp, eylemler yapıldığında, Avrupalı siyasetçilerin televizyonlara çıkacak yüzü olmayacak”.

Soylu’nun sağa sola kılıç sallayan bu açıklamalarının seçim öncesinde pek hayra alamet olmadığını söylemek abes olmayacaktır.

7 Haziran seçimlerinden sonra halkı kaosla, krizle tehdit eden ve bu tehditlerini hayata geçirdiği savaş konseptiyle pratikleştiren bir güç var karşımızda. Bir zamanlar kontrgerillanın dümeninde oturan Ağar’ın tedrisatından geçmiş Soylu gibi bir karikatürün ağzından dillendirilen bu sözlerin de toplam bir konseptten bağımsız olmadığı açık.

Kürt halkına, onun özgürlük mücadelesine, halkın bu mücadeleyle kurduğu örgütlü toplumsal ilişkiye saldırı anlamına gelen ve ‘tüm bunları zindanla, baskı ve zulümle baskılayacağız’ demek olan bu sözlerin karşısında örgütlü toplumsal duruşu örgütlemekse kaçınılmaz.

Emperyalist güçlere dönük yüksek perdeden çıkın bir seçim atraksiyonu olduğunu söylemeyeyse gerek yok…