Ronnie Barkan, “Varşova Gettosu direnişine önderlik eden Marek Edelman, Polonyalı bir kardiyologdu. Edelman’ın bu direnişi anlatan raporu İbraniceye çevrilmek istenmedi. Çünkü kendisi anti nazi ve anti siyonistti.
Bugün de Gazze halkı ayağa kalktı ve eve dönmek istedi. Gazze’yi kuşatan yüksek teknoloji yapımı tel örgüyü geçmek istediler. Askeri yapım bu tel örgü yüksek teknoloji şirketi Elbit’e ait.
Gazze toplama kampından binlerce insan eve dönmek isterken, siyonistler tarafından ateş açıldı üstlerine.
7 Ekim, Gazze gettosunun isyanıydı. Naziler o zaman Varşova gettosunu yok etmek isterken, günümüz Nazileri ise Gazze gettosunu yok etmek istiyor.
Gazze getto olmaktan öte, 1948’de kurulan bir sığınmacı kampıydı, Yurdundan edilen insanlar için bir toplama kampıydı. 7 Ekim’den sonra bir imha kampına dönüştürüldü. Siyonizmin asıl amacı sadece kendilerine ait bir devletti.
Baskı, egemenlik ve terör
Siyonizm Filistinlilerden kurtulmak istiyordu. Bunun sadece iki yolu vardı. Birincisi etnik temizlik ya da kökünü kazıma, yani hepsini toptan imha etme. Buna karşı her türlü araçla ve tüm gücümüzle karşı çıkmalıyız.
Londra’da 1 milyon kişi aktı sokaklara. Bazen 500 bin, yüz binlerce. Şimdi ateşkes diyorlar, kulağa hoş geliyor. Ama hiçbir anlamı yok.
Ateşkes yetmez. Siyonizmin sona ermesini talep etmeliyiz. Filistinlilere yönelik etnik temizliğe son verilmesini istemeliyiz. Ve ne oldu, Biraz ateşi kestiler, sonra Alman silahlarını yedeklediler. Şimdi Almanya sayesinde başladıkları işi bitirecek kadar silahları var.
Siz Almanya’daki sol hareketler, Almanya’dan hesap sormalısınız.
Şu anda İsrail, İsrailliler için yeni baskı yasaları çıkarıyor. İsrail’in uluslararası mahkemeye çıkarılmasını dile getirirsiniz, cezaevine gireceksiniz. Örnegin, ben adalet istediğimde ve suçluları uluslararası divana çıkarmak gerektiğini söylediğimde, 5 yil cezaevine girebilirim. Netanyahu ve Galant’tan başlamak gerekirse.
Fakat hiçbir yasa ve baskı bizi durduramaz. Biz milyonlarcayız dünya çapında. İnsanlar artık bu savaşın ne anlama geldiğini anıyorlar. Birçok ülkede halklar kendi işbirlikçi hükümetlerinden hesap soruyorlar, Almanya’da da bu yapılmalı?. Almanya halen anlamak istemiyor, Namibya’dan, Yahudi soykırımından Auschwitz’den sonra Gazze geliyor.
Ronnie Barkan Kimdir: İsrailli muhalif ve aktivist Ronnie Barkan’ın ailesi, Tel Aviv’in kuzeyinde bulunan Ra’anana şehrinde yaşıyor. ‘Babamın ailesi’, diye anlatıyor, “Siyonist devletin kuruluşundan kısa bir süre sonra Filistine gelmiş, annemin ailesi ise 1960’ların başında gelmiş. Annem de babam da Doğu Avrupa’da Macarca konuşulan ailelerde dünyaya gelmişler, Macaristan’da değil, ama Macarca konuşulan ailelerde. Babam bebekken Filistin’e gelmiş, annem çocukluğunu Romanya’da geçirmiş, ve savaş sonrası dönemi olmasına rağmen, gayet iyi ve mutlu bir çocukluk geçirmiş.
Büyükbabalarım ve büyükannelerim büyük felaketin (holokostun) ardından hayatta kalanlardandılar. Annem tarafından büyükannem Auschwitz‘den, büyükbabam ise Dachau‘dan kurtulanlardan. Ronnie Barkan’ın çocukluğunu geçirdiği, ve ailesinin hâlâ yaşamakta olduğu yerin yakınlarında, Filistin’in birçok başka bölgesinde olduğu gibi, Filistinli köyler bulunuyordu. İyi komşuluk ilişkileri içinde yaşıyorlardı, ancak 1948’de hepsi etnik olarak temizlendi ve Ra’anana bu köylerin toprakları üzerine yayıldı.
Ronnie yirmili yaşlarındayken, Tabsur’dan gelen, şu anda ismi Ra’anana, mültecilerin yerleştiği Batı Şeria’daki bir köyde mitinge katıldı. Burada edindiği tecrübeler onun için çok önemliydi, itici gücü oldu. Ronnie Barkan diyor ki: ‘İsrail kelimenin tam anlamıyla Filistin’in üzerine, yerli halk pahasına inşa edilmiştir.” Ronnie Barkan o günden sonra Filistinliler özgürlüklerine kavuşana dek mücadele etmeye karar verdi ve hep Filistin halkının yanında durdu.