Ekmek yağ ya da kışla, okul ya da askeri akademi, uygun fiyata konut ya da panzer yazan dövizlerimizle bir kez daha pazar yerlerinde propaganda çalışmalarındayız.
Köln Nippes pazarı şehrin her gün açık olan en büyük pazarlarıdan birisi olma özelliği, yakın bölgelerden gelen insanların da çokluğuyla yapılan her propaganda çalışması süreçlere ilişkin nabız almada “mini bir anket özelliği” taşıyor. İnsanların önce dövizleri okuyup, sonra sadece bildiri almakla yetinmeyip sohbet etmesi hiç değişmiyor. Yağan yağmur, ellerindeki poşetler ya da alışveriş arabaları da bunu değiştirmiyor.
Yaşlı kuşaktan Almanlarda müthiş bir savaş korkusu konuşmalara yansıyor. “Savaştan çok büyük bir korkum var” diyor yaşlı bir Alman kadın. Bu sadece basit bir savaş karşıtlığı değil. Yaşanmışlıklardan damıtılan bir insanlık hafızasının kaydettiği korku. 2. Paylaşım Savaşı’nın yıkımlarını her gün yağan bombalar cesetler yıkılan ev ve köprüler, savaşın bitiminde de bütün yiyecekleri karneyle gıdım gıdım alan bir kuşağın tecrübelerini dinleyerek büyüyen bir kuşağın korkusu.
Dikkat çekici bir başka yan, daha önceki gidişlerimizde genel bir savaş karşıtlığı göze çarparken, savaş politkaları ve bütçeleri ile yaşam koşullarının her gün biraz aşağı çekilmesi ilişkisinin daha zayıf kurulmasıydı. Bu kez taze tecrübeler konuşuyor; savaşa değil, eğitime sağlığa sosyal alanlara bütçe ayrılması biraz daha öfkeli dillendiriliyor. Aradaki ilişki daha net tanımlanıyor.
Ancak birlikte bir şeylerin yapılabileceğini vurgulayanlar gerek Nippes’te, gerekse Wiener Platz’da karşımıza çıkıyor. Orta yaşlı bir kadın Almanca, faaliyetimize destek atarcasına oldukça yüksek sesle “Hep birlikte tavır koyulmalı. Ancak bu göstere göstere gelen savaşı böyle engelleriz“ anlamına gelen bir konuşma yapıyor. Genç bir erkek yine yüksek sesle “Gösteri yapmalıyız. Sokaklar boş kalmamalı” diyor. İnsanlar sadece gösteriler, eylemlerde değil böylesine bir propaganda çalışmasında da çorbada tuzumuz olsun tavrı koyuyorlar.
Almanya Şansölyesi Merz’in “şehrin manzarasını göçmenler bozuyor“ diyerek Goebbels’in keskin ırkçı yaklaşımını güncellemede AfD’yi sollamasına öfke göçmen kökenlilerden daha çok Almanlarda belirgin şekilde öne çıkıyor.
Türkiye ya da Ortadoğu ülkelerinden gelen, özellikle başı bağlı kadınlarda savaş denildiğinde Filistin’deki katliamı anlama değişmiyor. İçlerinde genel bir savaş çıkmaması ve Filistin’deki katliamın durması için dua ettiklerini söyleyenler de var.
Yansıyan genellikle savaş ve ırkçılık karşıtlığı. Tersten düşünen de vardır kuşkusuz. Onlar dövizlere bir bakıp, bildirileri “Teşekkür ederim” diyerek kibarca reddettikleri için ne düşündüklerini bilemiyoruz. “Putin bu savaşta haklı taraf” diyen bir Rus kökenli dışında.
Alınteri Gazetesi 21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız!