Alınteri Gazetesi 21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız!
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD’nin sunduğu Filistin halkının kendi kaderini belirleme hakkını ve Gazze’nin Filistin’in bir parçası olması gerçeğinin inkarını ve fiili bir “sömürge rejiminin” kurulmasını kapsayan tasarıyı kabul etti. Kabul edilen tasarı, Gazze’de Barış Kurulu oluşturulmasını, bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılmasını içeriyor.
Özünde İsrail’in soykırımla yapamadığını uluslararası güçler üzerinden tamama erdirmek anlamına gelen tasarı için yapılan oylamada 13 ülke tasarıya “evet” oyu verirken, Rusya ile Çin tasarıda “çekimser” oy kullandı.
Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 9 ülke, ABD’nin Trump döneminde şekillenen planı doğrultusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde karar çıkmasını destekleyen bir metne imza atmıştı. Katar, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Endonezya, Pakistan ve Ürdün’ün de destek verdiği tasarının Gazze’nin 2 yıl boyunca “Barış Meclisi” adı verilen uluslararası bir yapının kontrolüne devredilmesini öngörüyor.
Oylama öncesi konuşan ABD BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, tasarının Trump yönetiminin 20 maddelik Gazze planına dayandığını ve bölge ülkelerinin desteğini aldığını ileri sürdü. Waltz, Arap ülkelerini işaret ederek “Onlar kabul ediyorsa, kim karşı çıkabilir?” ifadeleriyle kararı savundu.
Kararda, Filistin Yönetimi’nin “reform programı” ve Gazze’nin yeniden inşasının belirli bir aşamaya gelmesi şartına bağlanan “devletleşme yol haritası” vurgulandı. Barış Kurulu’nun yetkisi 2027 sonuna kadar uzatıldı.
Metinde, insani yardımların BM, Kızılhaç ve Kızılay üzerinden yürütüleceği, bölgenin yeniden inşasında Dünya Bankası ve diğer finans kuruluşlarının rol üstleneceği belirtildi.
Karar, Gazze’de askeri, siyasi ve ekonomik kontrolün uluslararası yapılara devriyle yeni bir dönemin kapısını aralarken, Filistin halkının silahlanma hakkı gasp ediliyor.
Karar sonrasında tepkiler devam ediyor.
Filistinli örgütler reddetmişti
Kararın kabulünden önce ortak açıklama yapan Filistinli örgütler, ABD karar taslağının “Gazze Şeridi’nde uluslararası vesayeti ve İsrail yanlısı bir vizyonu dayatmayı” amaçladığını vurgulamışlardı.
Ortak açıklamada, taslağın Gazze’nin yönetimi ve yeniden inşasının geniş yetkilere sahip ulus üstü bir uluslararası organa devredilmesini öngördüğü, bunun da Filistin ulusal karar alma mekanizmalarına yabancı müdahalenin önünü açacağı ve Filistinlilerin kendi kendini yönetme hakkını zayıflatacağı vurgulanmış, silahsızlaştırmayı reddettikleri ifade edilmişti.
Hamas kararı reddetti
Kararın kabul edilmesinin ardından açıklama yapan Hamas, kararı reddettiğini açıkladı.
Kararın Filistinlilerin hak ve taleplerini karşılamadığını ve Filistinliler ile direniş gruplarının karşı çıktığı bölgede uluslararası vesayet uygulamaya çalıştığına dikkat çekti.
Açıklamada, “Uluslararası güce Gazze Şeridi içinde direnişi silahsızlandırmak da dahil olmak üzere görevler ve roller atamak, bu gücün tarafsızlığını ortadan kaldırır ve onu işgalci taraf lehine çatışmanın bir parçası haline getirir” ifadeleri kullanıldı.
Herhangi bir uluslararası gücün “sadece sınırlarda güçleri ayırmak, ateşkesi izlemek için konuşlandırılması ve tamamen BM’nin denetimi altında olması gerektiğini” belirterek böyle bir gücün “sadece resmi Filistin kurumlarıyla koordineli olarak” faaliyet göstermesi gerektiğini ekledi.
Açıklamada “işgale her türlü yolla direnmenin uluslararası hukuk ve sözleşmelerle güvence altına alınmış meşru bir hak olduğu” belirtilerek direnişe devam sinyali verildi.
Hamas, uluslararası topluma ve Güvenlik Konseyi’ne, Gazze’ye adalet getirecek kararlar almaları çağrısında bulundu. Bu kararlar, “Gazze’ye yönelik acımasız soykırım savaşının fiilen sona erdirilmesi, yeniden inşa, işgalin sona erdirilmesi ve halkımızın kendi kaderini tayin etme ve Kudüs’ü başkent olarak bağımsız devletini kurma hakkının tanınması” yoluyla adaletin sağlanmasını öngörüyor.