Ethem yoldaşın babasını kaybettik…



Ethem yoldaşım babası Muzaffer Sarısülük hayatını kaybetti


Mayıs-Haziran direnişi günlerinde Ankara Kızılay’daki eylemlerde polis kurşunuyla başından vurulan ve günlerce ölüme meydan okuduktan sonra 14 Haziran’da ölümsüzleşen Ethem yoldaşın babası Muzaffer Sarısülük yaşamını yitirdi.

Muzaffer Sarısülük, kapitalist sistem içindeki tüm toplumsal-maddi ilişkileri reddederek, doğayla iç içe yaşamayı tercih etmiş ve yaklaşık 30 yıl bu tercihine uygun bir hayat yaşamış biriydi.

Ethem yoldaş ölümsüzleştikten sonra yapılan törenlere katılmış, bu sırada yaptığı açıklamalarla devleti-mevcut siyasal toplumsal ilişkileri çarpıcı cümlelerle teşhir etmişti. Ethem yoldaşın köyündeki mezarı onun belirli aralıklarla ziyaret edip, dertleştiği bir mekandı…

Muzaffer baba kendi yaşam felsefesine uygun olarak yaşayıp, öldü. Oğlunu katleden rejim, onunla uğraşmayı da ihmal etmedi. Çorum’un Sungurlu ilçesinde tepki için bir trafonun altında ateş yakıp diş polikliniğinin kapısına “Maddi Tıp şeytandır” diye yazınca hakkında ‘kamu malına zarar vermek’ iddiasıyla 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle iki dava açıldı.

Muzaffer amca Ethem yoldaşa, hayatına dair anlatımlardan “Halkın yoldaşı Ethem Sarısülük” kitabındaki kısa yazısında, Ethem’in ölümünü nasıl karşıladığını, “”Evet çocuklarım bana Ethem’in öldüğünü söylediklerinde ‘Her zaman elden ölmez ya, gün gelir senden benden de ölür’ dedim. Dünyada her gün binlerce insan ölüyor. Suriye’de, Libya’da ve benzeri yerlerde her gün insanlar ölüyor” sözleriyle anlatmıştı.

Son sözlerindeyse, “Evladım bir örgütlülük içerisindeydi, bu örgüt zora girmesin, benim evladımın öcünü almasın. Ethem öldürülmüşse ve baba olarak ben hala yaşıyorsam bu dünyada bir fazlalık sayılırım. Bu iş babaya düşer…” demişti.

Hayata gözlerini yumuncaya kadar da Ethem’in katili olan devlete olan tepkisini her biçimde ifade etmeyi sürdürerek, onun “intikamını” almak duygusundan vazgeçmedi.

Saygı ve sevgiyle selamlıyor, başımız sağolsun diyoruz…