İşçi kampı değil, cezaevi! İşçiler direnme kararlılıklarını yineledi



3. Havalimanı direnişini devlet zoruyla kıramayacaklar! İşçi Komitesi dışarıya, “arkadaşlarımız serbest bırakılmazsa biz ne yapacağımızı biliyoruz” diye haber gönderdi, kamp alanı tam bir cezaevine dönüştü, muhabirimiz İnşaat-İş yöneticilerinin barikata yüklenme anlarını kaydederken üzerine çullanılarak engellendi


3’üncü Havalimanı’nda dün sabah saatlerinde başlayan direniş, bu sabaha karşı aralarında İnşaat-İş Sendikası yöneticileri Uğur Karadaş, Özkan Özkanlı ve bu sabah da Yunus Özgür ile Deniz Gider’in de olduğu yaklaşık 600 işçinin gözaltına alınması, kamp alanındaki hemen her konteynırın önüne TOMA-zırhlı araç ve jandarma barikatı kurulmasıyla kırılmaya çalışıldı.

İGA Akpınar Köyü Kampı’nın dışardan görüntüsü bir çeşit cezaevine benziyor!

İşçiler korkutularak, şiddete maruz kalarak adeta işbaşı yapmaya zorlandılar.

Direniş Komitesi: Arkadaşlarımız serbest bırakılmazsa…

İşçiler tüm saldırılara rağmen bu süreç içinde var ettikleri örgütlü yapılarını belli boyutlarıyla korumaya devam ediyorlar.

Halen varlığını koruyan direniş komitesi dışarıya yolladığı haberde, “Arkadaşlarımızın bir kısmı korkutulup, sindirilerek adeta zorla iş başı yaptı. Fakat azımsanmayacak bir sayıda işçiyle işbaşı yapmadık, konteynırlarda bekliyoruz. Eğer gözaltılar bugün akşama kadar serbest bırakılmazsa ne yapacağımızı biliyoruz! dedi.

Milletvekilleri içeriye alınmadı

Dışarıda bekleyen milletvekilleri ve gazeteciler içeri alınmadı. HDP milletvekilleri tüm ısrarlarına rağmen kampa giremeyince jandarma barikatının olduğu giriş kısmında bir basın açıklaması yaparak gözaltılar ve operasyonla ilgili bilgi verdiler, sürecin takipçisi olacaklarını vurguladılar.

DİSK’e bağlı Dev Yapı Sen Genel Başkanı Özgür Karabulut da İnşaat-İş’le birlikte havalimanındaki çalışmalarına devam edeceklerini vurgulayarak, gözaltıların serbest bırakılmasını istedi.

Basına saldırı, muhabirimiz görüntü alamadı

Basınının kampın içine dair görüntü alması engelleniyor. Sabah saat 06:00 sıralarında jandarma barikatını zorlayan İnşaat-İş yöneticilerine dair görüntü almaya çalışan muhabirimiz güvenlikçilerin üzerine çullanması ve hırpalamaları nedeniyle görüntü alamadı. Gazetecilerin telefonları alınmak istendi. Vermedikleri için hırpalandılar. Kayıtlar silinmek istendi, gazetecilerin görüntü almasının yasak olduğu belirtilerek, gözaltıyla tehdit edildiler.

Tam bir cezaevine dönüştürülen işçi kampına işçiler hem kendi kimliklerini hem de personel kimliklerini göstererek girebiliyorlar.

Karakolda işçilere bilgi vermiyorlar, işçiler öfkeli

Kamp önündeki gazeteciler ve milletvekilleri işçilerden 206’sının tutulduğu Arnavutköy Karakolu önüne geçtiler. Karakol önünde bekleyen birkaç işçi ve ailesi kendilerine hiçbir bilgi verilmediğini belirterek tepki gösterdiler.

İşçilerle karakol görevlileri arasında geçen tartışmaysa olup biten her şeyin özeti niteliğinde:

İşçi: Bilgi vermiyorsunuz! Ya faali meçhul olursa ne olacak?

 

Jandarma: Bizi ilgilendirmez bilgi vermiyoruz.

 

İşçi: Hakkımızı arayamayacak mıyız? Arayınca da karakola getiriyorlar. Ben aç kalmaya yağmurda beklemeye, kilometrelerce yürümeye mecbur muyum? Geç kalınca da bu sefer azar işitiyoruz.