Üçüncü Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, birkaç gün önce cesedi rögarda bulunduğu belirtilen işçinin ölümüne ilişkin bugün saat 12:30’da Tophane’deki İŞKUR binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “köle değiliz” diyen işçilerin anında soruşturmalara uğradığı, gözaltına alınıp tutuklandığı, fakat aynı polis ve mahkemelerin ölen bir işçiyle ilgili herhangi bir işlem başlatıp, başlatmadıklarının bilinmediği, bakanlıkların sessizliklerini bozmadıkları belirtilerek, iş cinayetlerinin örtbas edilmesine izin verilmeyeceği belirtildi.
“Öldürüp Kaybettiğiniz İşçi Kim ve Nerede? 3.Havalimanı şantiyesinde işlenen son iş cinayetinin örtbas edilmesine izin vermeyeceğiz! 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu” ozalitinin açıldığı basın açıklamasına HDP Milletvekili Züleyha Gülüm ile CHP Milletvekili Ali Şeker ile HDK Emek Komisyonu üyeleri de katıldı.
Basın metnini Devrimci Yapı İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Nihat Demir okudu. Açıklamada, “İşçileri, sendikacıları tutuklayanlar bununla ilgili soruşturma açacak mı?” diye soruldu.
Basın açıklamasında ayrıca tutuklu İnşaat İşçileri Sendikası yöneticilerinden Özkan Özkanlı ve Dev Yapı İş Sendikası Genel başkanı Özgür Karabulut’un hapishaneden gönderdiği mesaj okundu.
DİSK adına Limter İş Genel Başkanı Kamber Saygılı konuştu. 29 gündür Bostancı’da direnişte bulunan Köroğlu inşaat işçilerinden bir işçi de konuşma yaptı.
Konuşmalarda 3. Havalimanı işçilerinin haklı taleplerine vurgu yapılarak, dayanışma ve desteğin büyütülmesi çağrıları yapıldı.
Devrimci Yapı İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Nihat Demir’in okuduğu basın açıklamasında şunlar ifade edildi:
İktidarıyla patronuyla bu ‘büyük prestij projesinin’ sahipleri için, polisi, jandarması, adliyesi, meslek ahlakından yoksun yazarları için bu cinayet hiç işlenmedi! Hatta bu işçi hiç var olmadı! Örtbas etme çabaları, mutlak suskunlukları başka neyi gösterir? Sorunlara dikkat çeken işçiler sendika yöneticileri ve destekleyenleri hakkında davalar açarken hiç vakit kaybetmeyen savcılar, acaba girişimde bulunup, sorumlu İGA yöneticileri hakkında bir soruşturma açmış mıdır? Şimdi ölen işçinin ailesine ulaşılmasını engellemek için, başka deyişle, ailenin cenazeye ulaşmaması için ellerinden geleni yapacaklar. Gizleme çabası ve sessizlikleri bunun içindir. Bunu da başarsalardı kimsesizler mezarlığına bir işçi daha gömülecekti. Belki biz bilmeden bu ‘büyük prestij yatırımının!’ inşaatında öldürülen bilinmez sayılı işçilerin yanına birisi daha eklenecekti. Ama bu sefer, son cinayet gizlenemedi. Şimdilik, ölen kardeşimizin kimliğini değil ama en azından öldürülmüş olduğunu biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki bu cinayetin gizlenememiş olması, havalimanı işçilerinin talepleri için ayağa kalkmaları ile her kesimde, işçilerde, vicdanlarda artan bir farkındalığın eseridir. İşçilerin haklı tepkisi bütün ülkede ses getirmese bu cinayetin de üstünü örtebileceklerdi.
Mücadele çağrısı
Şantiyelerde, işyerlerinde ücretten, çalışma, yaşama koşullarına kadar yükselen bütün taleplerin nedeninin, patronların daha çok kâr için işçiye vermedikleri haklar olduğunu belirten Demir, “İşçi sağlığı iş güvenliğine yatırım yapmamaları, iş güvenliğini maliyet artıran gereksiz masraf olarak görmeleridir. 3. havalimanı işçilerinin isyanı, bütün bu nedensellikleri ortaya koyan büyük bir çoban ateşi oldu. Sermayenin ve iktidarlarının korkusu, bu ateşin yayılması, karanlığın aralanmasıdır. Direnen işçilere uygulanan yoğun baskılar, tutuklamalar bu korkunun eseridir. Ve elbette bu son örnekte görüldüğü gibi, üç gün önce işledikleri cinayeti örtbas etme, gizleme çabası da bu korkunun ürünüdür. Havalimanı işçilerinin haklı talepleri için verdikleri mücadele ile dayanışmamızı yükselteceğimizi yineliyoruz. İş cinayetlerini gizleme, bilgi karartma çabaları karşısında her duyarlı bireyi, kurumu gerçeği yayan birer mecra olmaya, birlikte mücadeleye çağırıyoruz” diye vurguladı.