Etiket Arşivleri: toplumsal cinsiyet

Bu yıl (2025) Aile Yılı ilan edildiğine göre, çocuk istismarının aile içindeki durumuna da bakmakta fayda var. Adli kayıtlara göre, çocuk istismarı faillerinin yüzde 90’ı çocuğun tanıdığı, yüzde 40’a yakını da aileden biri oluyor. Faillerin cinsiyeti yüzde 95 oranında erkeklerden oluşuyor. Bu bilgiyle birlikte Aile Yılı’nın ilanı bize; boşanmaların zorlaştırılarak kadınların ve çocukların şiddet failleriyle yaşamak zorunda bırakıldığı, çocukların değil “kutsal ailenin” korunduğu bir politik tercihe işaret ediyor

“Varla yok arası bir kadın”ın hayalini kuruyor erkekler ordusunun büyük bir bölümü boşu boşuna… Çünkü kadınlar eski kadınlar değil! Onlar artık “öfkelerinin ziyan edilmesine” kolay kolay izin vermiyorlar.

Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 81 ilin müdürlüklerine yolladığı resmi yazıda “toplumsal cinsiyet”, “toplumsal cinsiyet kimliği”, “LGBT”, “kapsamlı cinsellik eğitimi” gibi kavramlara karşı ortak bir tutum takınılması gerektiğini belirtti

Parasız, eşit, erişilebilir, bilimsel, anadilde eğitime ulaşmak her çocuğun hakkı. Geleceği bugünden kurmak ve “Hayalet kız öğrenciler”, “Çocuk işçiliği” gerçekliğini tamamen ortadan kaldırmak için dinci-gerici eğitime karşı verilen mücadeleyi sömürü düzenine karşı verilen mücadeleyle birleştirmek gerekiyor

Mücadele saflarında eşitlenmiş gibi görünen kadın ve erkekler gerçekte fiilen eşitsiz bir şekilde yan yana gelirler

Kadın sorunu konusunda komünist bir kültür yaratmak özel bir hassasiyet ve bilinç gerektirir

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Araştırma Dairesi (Emek Araştırma) her yıl olduğu gibi bu 8 Mart’ta da Kadın Emeği Raporu hazırladı. 2 Mart’ta yayınlanacak rapor, kadın ve erkek emeği arasındaki eşitsizliğin derinliği ve sonuçlarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Aynı işi yapan kadınların erkek işçilerden yüzde 27,4 gibi büyük bir oranda …

Dominikli Mirabel Kardeşler, ABD destekli faşist Trujillo diktatörlüğüne canları pahasına meydan okudular. Onlar, erkek egemenliğinin en çirkin sureti olan faşizme karşı birikmiş öfkelerini, yaşadıkları derin acıları örgütlü bir mücadele bilincine, duruşuna ve yaşam felsefesine dönüştürmüşlerdi. Mücadeleleri esin kaynağımızdır.

Toplumun yüzde 64'ünün iptaline cepheden karşı çıktığı İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi “eşcinselliği teşvik ediyor, aile yapısını bozuyor” gibi nefret söylemleriyle savunuldu. Başta kadınlar olmak üzere ayrımcılığa uğrayan ve nefret söyleminin hedefi durumundaki kesimler de elbette boş durmayacak! Burjuvazinin devleti, kadınların yapıcı olduğu kadar yıkıcı gücünün de farkında, zaten bütün korkuları da bundan!

KEİG'in COVID-19 Krizi ve Kadın İstihdamı ve İşsizliği başlıklı bilgi notu, krizin üstüne binen korona krizinin kadın iş gücü açısından yarattığı yıkımı çarpıcı verilerle inceliyor