Ankara’da, üçü makinist dokuz kişinin yaşamını yitirdiği, 92 kişinin de yaralandığı tren faciasıyla ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınan üç TCDD işçisinin ifadeleri ortaya çıktı.
Tren “kazası”yla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hamza Yokuş’un koordinatörlüğünde üç savcı tarafından yürütülen soruşturma sürdürülüyor. “Kaza” sonrası, kusurları olduğu tespit edilen kontrolör E.E.E., tren teşkil memuru O.Y. ve tren hareket memuru S.Y., gözaltına alınmıştı. Üç işçinin, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri alındı.
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın ulaştığı ifadeye göre; tren teşkil memuru (makasçı) O.Y. “YHT treni genelge kapsamında birinci hattan gitmesi gerekiyordu. Ancak makası birinci hata kaydırıp kaydırmadığımı hatırlamıyorum. Ancak makası kaydırıp hattı 1. hat olarak değiştirmediysem dahi 6.30 treninin makinistlerinin de hatası var. Zira trenin ikinci hatta girdiğini gördükleri anda treni durdurmaları ve derhal ilgililere haber vermeleri gerekiyordu” dedi.
Alınan bilgiye göre, üç işçiye olay sırasında görevlerinin ne olduğu ve kazaya ilişkin bilgileri soruldu. Üçü de ifadesinde 2018 yılı başı itibarıyla çıkartılan genelge uyarınca, yolcu giden treninin 1. hattan, gelen treninin ise 2. hattan gelmesinin zorunlu olduğunu vurguladılar.
Bu arada facianın yaşandığı Marşandiz istasyonunda enkaz kaldırma çalışmaları tamamlandı. Faciada hasar gören yaklaşık 100 metre uzunluğundaki raylar ile enerji iletim hattının onarımına devam ediliyor.
Makasçının ifadesi çok şey anlatıyor
Tren teşkil memurunun (makasçı) ifadesini görünce son faciayla ilgili eski bir demiryolu işçisiyle yaptığımız sohbeti düşünmeden ve okurlarımızla paylaşmadan edemiyoruz.
Kendisine “Ankara’daki ‘kaza’ nasıl oldu sence?” diye soruyoruz. Bir saniye bile düşünmeden “Nasıl olacak! Teknolojinin bu kadar gelişkin olmadığı bizim zamanımızda bir hattın açılışı tüm işlerin tamamlanmasıyla oluyordu. Ulaştırma Bakanı ‘sinyalizasyon çok da önemli değil’ diyor, ama o zamanlar bile bu tamamlanmadan bir hat açılamıyordu.
Ayrıca işi tek bir firma yapıyordu. Şimdi öyle mi? Bir firmaya veriyorlar. O hemen her kademedeki işi ayrı bir taşerona veriyor, onlarca şirket var işin içinde. İşin kötüsü bunlar arasında merkezi bir koordinasyon bile yok!
Şimdiki sistemde makas değiştirmek bile ayrı bir sorun. Eskiden makas tek bir makaradan yapılan tek bir işlemle değiştirildi. Şimdi bunun için bile 3 ayrı işlem gerekiyor. Fazla mesaiye kalan bir işçinin dalgınlıkla işlemlerden birini atlaması demek faciaya davetiye çıkarmak anlamına gelir” diyor.
AKP’li yıllarda da çalışmış işçi, açılışı yapılan hemen tüm hatların gerek altyapısı gerekse teknik fakat kritik detayları itibariyle tamamlanmadan açıldıklarını vurgulayarak, aynı sorunun Marmaray’da da sözkonusu olduğunun altını çiziyor.