Ayşe Barım’ı da Gezi Direnişi’nin “Planlayıcısı” Yaptılar!



Bazı sanatçı ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında başlattığı soruşturma kapsamında Gezi Direnişi’nin “planlayıcılarından” olduğu iddiasıyla gözaltına alındı.


Yürütme erkinin, dahası o erkin başında da tek adamın hakimiyetine dayanan faşist rejim-devlet tipi inşasında-tahkiminde yeni bir dalgasal atılımın yaşandığı günlerden geçiyoruz. Devrimcilere yönelik gözaltı-tutuklama rutini sıçramalı olarak devam ederken sistemin tekelini az çok tekleten, hegemonya çabasını zayıflatan her kesim bu dalganın hedefinde. Devletin kurucu partisi CHP’den tutalım ırkçı faşist Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a uzanan bu dalgasal operasyon kaosu içinde kültürel hegemonya kurmakta da zor ve baskının çeşitli biçimleri yürürlükte.

Bu kapsamda da geçtiğimiz günlerde dizi sektöründe tekel kurduğu, bazı yetenekli sanatçı ve oyuncuları elediği, istediği oyuncuyu parlattığı iddiasıyla gözaltına alınıp adli kontrol kararıyla serbest bırakılan menajerlik şirketi yöneticisi Ayşe Barım da her derde deva niyetine kullanılan Gezi Direnişi dosyasına iliştirilerek gözaltına alındı.

Rejimin Barım özelinde esasında bu alandaki pastanın kremasını kendi yandaşlarına tahsil etmek, yıllardır yol alamadığından yakındığı “kültürel hegemonya” konusunda yolunu zor araçlarıyla açmak için yeni bir saldırı sürecinin düğmesine bastığı açık.

Barım için de hızla dosyalar karıştırıldı ve gerekçe bulundu: Meğer Barım, 12 yıl önce yaşanmış halk direnişi yani Gezi’de “planlayıcılardan biri” imiş! İnandırıcı olmak gibi bir dertleri olmadığı için herkesin keyfe keder ilişkilendirilebileceği önemli bir aparat muamelesi gören Gezi bu alanda da böyle kullanılmış oldu ve belli ki olmaya da devam edecek!

Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, Barım’a yöneltilen suçlama “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme“! Güler misin ağlar mısın?

Sipariş verilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı karıştırıp karıştırıp “ha buldum” diyerek düğmeye basmış. Yürüttüğü (!) soruşturma kapsamında Barım’ın oyuncu Mehmet Ali Alabora ile yaptığı bir telefon görüşmesi o düğmeye basmanın gerekçesi yapılmış. Buna göre Barım, Gezi Direnişi sırasında sanatçılar tarafından bir bildiri yayımlanması konusunda Alabora’yla fikir alışverişinde bulunmuş ve bu fikri hayata geçirmiş!

Yargı eliyle toplum mühendisliği

Barım’ın gözaltına alınmasına tepki gösteren Avukat Hüseyin Ersöz’ün durumu özetleyen şu sözleri bundan sonra neler olabileceğinin de ifadesi gibi:

“Ayşe Barım hakkında başka bir suçtan adli kontrol uygulayıp; 12 yıl önce Gezi Olaylarına katıldığı iddiasıyla ‘darbeye teşebbüsten’ gözaltına almak ancak ‘ortaçağ karanlığında’ yaşanabilecek bir durumdur. Bu yaklaşımın ‘modern cadı avıyla’ eşdeğer olduğu düşüncesindeyim. Hukuk Devleti olan, vatandaşının Hukuk Güvenliği’ni ön planda tutan ülkelerde, Gezi Parkı Eylemleri gibi kitlesel protestolardan bir ‘darbe paranoyası’ yaratılmaz. Bu yaklaşım, hukuki olmaktan uzak olması bir yana, aksine ‘yargı eliyle toplum mühendisliği yapılması’ olarak nitelenebilir”.