DEÜ Hastanesi İşçileri Sefalet Dayatmasına Karşı Uyarı Grevindeydi



DEÜ Hastanesi’nde çalışan Sağlık-İş üyesi yüzlerce işçi, toplu sözleşme görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanıp sürecin arabulucuya gitmesi ve hastane yönetiminin sefalet dayatmaktaki ısrarına karşı 1 saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirdi


Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi’nde çalışan Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş üyesi yüzlerce işçi, hastane yönetiminin 3 aydır devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde sefaletin yanı sıra kazanılmış haklardan taviz verilmesini dayatmasına karşı dün (8 Nisan) 1 saatlik uyarı grevi yaparak hastane içinde yürüyüş gerçekleştirdi. Talepleri görmezden gelinirse eylemlerin kademeli olarak büyütüleceği vurgulandı.

Bin 245 işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması ve sürecin arabulucu aşamasına gelmesi üzerine yapılan eylemde konuşan Sağlık İş İzmir Şube Başkanı Özgür Arslan ve Sağlık İş Sendikası Genel Sekreteri Adem Sarıçoban hastane yönetiminin keyfi tutumlarını, dayatılan sefaleti, işçilerin çalışma koşullarını teşhir ederek haklarını savunmaktan ve taleplerini kazanmaktan bir adım bile geri çekilmeyeceklerini vurguladılar. Hastane yönetiminin dayatmalarından vazgeçmemesi durumunda yarım günlük iş bırakma eylemine gideceklerini, seslerini Ankara’ya taşıyacaklarını belirttiler.

Sendika yöneticilerinin yaptığı konuşmalarda hastane yönetiminin kazanılmış haklardan taviz istediğini, görev tanımları ve terfi komisyonu, refakat izni başta olmak üzere pek çok kazanılmış TİS maddelerinde de esneme yapmada ısrar ettiğini belirterek mücadelede kararlı olunduğu vurgulandı.

Teklif edilen sembolik ücret artışının işçilere hakaret anlamına geldiğinin altı çizildi.

Hastane yönetiminin 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 5, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2026’nın ilk 6 ayı ve ikinci 6 ayı için de aynı oranlarda ücret artışı teklif ettiği belirtilen konuşmalarda, bu sefalet dayatmasına “borçlarımız çok” gibi bir gerekçenin getirildiği belirtilerek, bunun kabul edilemez olduğu kaydedildi.

Eylem alanında Hastane İşyeri Temsilcisi Sezgin Balık’la yaptığımız kısa röportajda da Balık, işçilere sefalet dayatılmasına karşı mücadele kararlılıklarını şu şekilde ifade etti:

Öncelikle merhaba. Kendinizi kısaca tanıtıp eyleminiz hakkında bilgi verir misiniz? Nasıl başladı, talepleriniz nelerdir?

Ben Sezgin Balıkçı, 9 Eylül Üniversite Hastanesi 657/4B işçi kadrosunda çalışıyorum. 3 aylık toplu sözleşme dönemimiz yaşandı. Görüşmelerde uzlaşma sağlanamadı, süreç arabulucuya gitti.

Yoksulluk sınırının 70 bin lirayı aştığı, enflasyonun yüzde 40-50’lerde olduğu bu koşullarda biz alın terimizin karşılığını talep ettik. Biz alın terimizden 1 gram fazlasını talep etmiyoruz. Lakin işin sonunda hastane yönetimi 700 bin kamu çalışanı adına imzalanacak kamu çerçeve protokolüne uygun bir ücret dahi vermemekte diretiyor. Diyor ki, ”Siz kamu işçisi değilsiniz, 700 bin kişinin dışındasınız ve bu hakkı size vermek istemiyorum” diyor.

Son toplantımızda da bunu dile getirdiler ve çok komik rakamlar teklif ettiler. 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 5, 2’inci 6 ayında yüzde 6; 2026’ının ilk ve ikinci 6 ayı için de yüzde 5 ya da yüzde 6 oranındaki bir artış teklif ettiler. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortama uymayacak rakamlar bunlar.

Biz de tabi ki bu haksız uygulamaya karşı işçilerle alanlardayız ve hakkımızı istiyoruz. Hakkımız neyse onu alacağız.

Yaklaşık kaç işçi greve çıktı. Somut talepleriniz ücretle mi sınırlı yoksa sosyal haklarla ilgili boyutları da var mı?

Hastanede sendika üyesi bin 200 çalışanımız var. Şu an en az yarısı yani 700-800’üyle alanlardayız. Diğer çalışanlar gece çalıştıkları için şu anda alanlarda değiller.

İdari konular hakkında ortak bir noktaya geldik, aslında mutabakat sağlanmıştı. Görev tanımları, meslek kodu gibi konularda anlaşmaya varamamıştık. Anlaşamadığımız çoğu konu maddi konular. Daha önce de söylediğim gibi maddi taleplerimizden bir adım bile geri adım atmayacağız.

Sonuçta toplu iş sözleşmeleri her daim bir adım ilerisini, var olanın üzerine bir şeyler katarak ilerler. Ama bizim hastane yönetimi bunu geri çekmeye çalışıyor. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Taleplerimizin arkasındayız, sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Genel olarak işçi sınıfı açısından neler söylersiniz?

Şu anda ülkemizin enflasyonla alakalı ciddi sıkıntıları var. Tüm işçi sınıfı şu anda ne yazık ki haklarını, taleplerini alamamakta. Tüm işçi sınıfının bir araya gelip haklarını alanlarda araması gerekir, bunu için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini düşünüyorum. Biz işçiler haklarımız için alanlardayız, haklarımız için mücadele edeceğiz.

Teşekkürler, bizler de Alınteri Gazetesi olarak yanınızda olacağız.

İzmir Alınteri